Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Drina Köprüsü
Irmağın üstünde, on beş metre kadar uzanan bu taştan sofa, sanki havada yürüyor gibidir. Üç yanı koyu yeşil dağlarla çevrilmiş, başının üstünde yıldızlı ya da bulutlu bir gök kubbesi, önünde mavi dağladla kapalı küçük amfiteatr gibi uzanmış bir ufuk… Sevincini, üzüntüsünü ya da boş vaktini böyle bir yerde geçirmek… Acaba dünyada kaç zengine veya vezire nasip olmuştur? Şüphesiz az, pek az kişiye… Oysa yüzyıllardan beri, bizimkilerden nice nice kişiler gelip bu sofraya oturmuş, güneşin doğmasını, akşam ezanını, ya da başı üstündeki gök kubbenin belirsiz bir biçimde değişmesini beklemiştir. Kimbilir kaç kişi burada oturup, bu düzgün parlak taşa dirseklerini dayamış, yüzünü avuçlarının içine almış, ışığın dağlar üzerinde, bulutların gökyüzünde bitmek tükenmez oynaşmalarını seyrederek, ülkenin hep aynı- yalnız başka başka biçimlerde düğümlenmiş- kader yumağını çözmeye çalışmıştır.
Sayfa 22 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.