Kadınla erkek arasındaki ilişki, köleyle efendi, zanâatkârla, akıl işi gören, barbarla Yunanlı arasındaki ilişki niteliğindedir. Kadın bitmemiş bir insandır, gelişim aşamasının henüz aşağı bir basamağında, solda ayakta durmaktadır. Erkek; yaradılıştan üstündür, kadınsa aşağıdır. Biri yönetir, öteki yönetilir. Bu ilke ister istemez, bütün insanlığa uygulanabilir. Kadının iradesi zayıftır, bu bakımdan, kişiliğinden ya da bulunduğu yerde bağımsız olma yeteneğinden yoksundur. Onun için en iyi yer sakin bir ev hayatıdır. Dış ilişkilerde erkeği tarafından yönetilirken, iç işlerinde eşsiz olabilir. Kadınlar, Eflatun'un devletindeki gibi erkekleştirilmemelidir. Tersine, ayrılıkları daha bir belirtilmelidir. Başka olan şey kadar çekici bir şey yoktur. "Erkekle kadındaki cesaret, Sokrat'ın sandığı gibi aynı değildir. Erkeğin cesareti emretmesinde, kadınınsa boyun eğmesinde biçimlenir. Şairin dediği gibi:" Susmak kadının şânındandır."
s. 102~103