Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Merhaba, uzun zamandır bu kitap hakkında yazmak istiyordum ama aceleye getirmek istememiştim.Çok sevdiğim kitaplar hakkında yazarken çok zorlanıyorum çünkü gerçekten okunmasını istediğim için eksik veya yeterince iyi anlatamam diye çekiniyorum.Her neyse, anlatmaya başlayayım. Bu eser benim Peyami Safa’dan okuduğum ilk kitaptı,uzun süre acaba dili çok eski gelir mi diye kokrup başlayamamıştım kısmen bu endişemde haklı çıksam da okuduğum yayın evinin kelimeleri her sayfanın sonunda vermiş olması işimi çok kolaylaştırdı.Hem satırlar arasına girip akışı bozmuyor hem de anlamama yardımcı olmuştu.Bu noktada şaşırdığım bir şeyi söylememem gerekir, her ne kadar kelimeler artık kullanılmıyor olsa da Peyami Safa’nın o muhteşem dili kullanışından sanırım çoğu zaman kelimelerin anlamını tam olarak bilmesem bile yerine o kadar oturuyordu ki hiç yadırgamıyordum .Hatta kelimelerin yeni hallerini yerine koyup okuduğumda hoşuma gitmiyordu.Kullanılan dil öyle yerli yerinde, öyle güzeldi ki bütün ön yargılarımı kırdı ve yazarın kalemini çok sevdim. Kitapta anlatılana / hikayeye gelirsek ise; Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, genç yaşta tüm hayatını etkilyen bir hastalığı yakalanan ve karakterimizin içinde bulunduğu duygu durumunu , çektiği acıları ve yalnızlığını, yaşadığı aşk acısını anlatıyor.Hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve üzüntüyü muhteşem bir şekilde harmanlamış ayrıca Peyami Safa’nın psikolojik tahlilleri ve bunları ustaca betimlemesi beni gerçekten çok etkiledi. Kendimi bi anda o acıları çekerken buldum,sanki ben o hastane köşelerindeydim.Bu duygular daha iyi bir şekilde anlatılabilir miydi bilmiyorum.öğrendiğim kadarıyla da kitapta Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik döneminden izler bulunuyormuş. Edindiğim bir diğer bilgi ise Peyami Safa bu eserini yakın arkadaşı Nazım Hikmet Ran'a ithaf etmiş. Ve Hikmet'in kitap ile ilgili düşünceleri şöyledir: "Ben Peyami'nin bu son romanını üç defa okudum, otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım. Bu kitabın karşısında ben, yıldızlı göklerin sonsuzluğuna bakanve k layetenahi (sonsuz) alemde yeni pırıltılar, o zamana kadar hiçbir gözün görmediği acayip, fakat hakiki alemler keşfeden müneccimin hayranlığını duymaktayım. Eğer ıstırabı, azabı ve nefleyi coşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis halk kitleleri okuma yazma bilselerdi, bu romanın on bin, yüz bin, hatta bir milyon satması işten bile değildir." Keyifli okumalar şimdiden, ön yargılarınızı kırın ve Türk Edebiyatı’nın güzel eserleri ile tanışın !
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022103,1bin okunma
·
546 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.