Gönderi

"TENKİDÎ FELSEFENİN ÇÖZÜMLENMESİ"
- " (...) Eleştirici felsefenin ampirizmle ortak yanı, onun da tecrübeyi bilginin biricik temeli saymasıdır. Ama onun için bilgi, fenomende durur, gerçeğe kadar varamaz. Bu felsefe, önce çözümlemenin tecrübede ayırıp seçtiği unsurların farklılığından hareket eder: Duyumun maddesi ve genel ilişkileri... Duyulur tecrübe, sadece ferdî ve değişken unsurlar taşıdığından, küllîlik ve zorunluluğun tecrübesinin temel şartları oluşu burada bir vakıa olarak tesbit edilir ve bu unsurların kaynakları tecrübede olmadığı için, düşüncenin "kendilik"inden geldikleri kabul edilir. Bunlar "kabli-tecrübe öncesi" unsurlar adı verilen şeylerdir. Düşüncenin bu tezahürleri veya zihnin bu kavramları, tecrübî bilginin objektif unsurlarını oluştururlar; birtakım ilişkileri anlatırlar ve birtakım "kablî" terkibî hükümleri, yâni karşıtlar arasındaki iptidâî ilişkileri doğururlar. Küllîlik ve zorunluluk belirlenimlerinin bilginin unsurları olduğunu göstermek, Hume'un şüpheciliğini çürütmeyen ve bir vakıayı belirtmekten öte bir anlam taşımaz. [...] Tenkidî felsefe, bilgide ve tasavvur kabiliyetinin hareketinde zihnin kavramlarının ne değer taşıdığını araştırır; düşüncenin tesbitlerini, -bunların muhtevasını ve karşılıklı ilişkilerinin ne olduğunu araştırmadan-, sübjektif ve objektif değerlerinin karşılığı açısından inceler. Bu karşıtlığı önce sadece tecrübe alanındaki unsurların farklılığına dayandırır. Objektif unsuru meydana getiren şey, bu felsefeye göre küllîlik ve zorunluluktur; yâni düşüncenin kendi iptidaî-başlangıç tesbitleridir. Ama bu, karşıtlığı büyütmeye varır; bütün unsurları, hem objektif unsuru failde toplar ve failin karşısında sadece "kendinde şey"i bırakır.
Sayfa 223 - 224 İBDA YayınlarıKitabı okudu
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.