Gönderi

Muhalefetten millîcilikte karar kılan vatanperver zevatın birer defa vekâletlerde hüsn-i hizmeti sebk ettikten sonra Avrupa seyahat ve memuriyetlerine izâmı Ankara'nın layettegayyer usullerinden biri ve en esaslısıdır. Bunu erkân-ı muhalefet pek geç öğrendi. Şayet öyle zaman ile şu nimet meydana çıkmayıp da bidayette vesait-i münasibe ile mahafil-i muhalefete ismâ veya işrâb edilse idi muhakkak ki Avrupa lisanlarına agâh ve Garb'a meftun rical-i İtilaf'tan hiçbiri millî cereyana muarız bir vaziyet almaz, Ankara'ya en önce ve ön safta hareket ederdi. Şaka değil bu efendim... Evvela vekâlet, sonra sefaret veya seyahat! Bu zamanda bol para ile garpta gezip tozmak, dönüp dolaşmak, yatıp kalkmak, yiyip içmek ne demektir, ne nimettir, ne mazhariyettir! Vakit muhabiri Paris'ten yazıyordu: Yusuf Kemal Bey heyetinin ikinci derecedeki azası Kriyon Oteli'ne nazil olmuşlar... Kriyon Oteli ki, yine muhabirlerin sözlerine nazaran, birkaç zaman evvel Mösyö Loyd Corc'a mesken olmuş! Artık bu numuneye bakarak öte tarafını siz kıyas ediniz... Ankara'daki Taşhan'da bağrına taş bağlayıp aylarca dişini sıkan bedbahtların birdenbire Kriyon Oteli'nde gözünü açması ne demektir, bu ne yaman bir cilve-i talih, bir darbe-i saadettir! Bu şevk-aver, debdebe-perver ve pür-tantana hayatın şu parıl parıl safahatına uzaktan aval aval bakan Rıza Nur ve Ferit Beyefendilerin eski arkadaşları nasıl dövünmesinler, sinelerini açıp nasıl ah u zar etmesinler... Unvan, para, Avrupa ve ilaveten hamiyet ve vatanperverlik sıfat-ı mübecceli... Hey gidi saadetlü efendiler hazerâtı! Hâlbuki hareket-i millîyeye iltihak etmeyenlerin İstanbul'da ne kârı oldu? Nale ve efgandan gayri... Üstelik birer de hain sıfatı kazandılar, müzayaka ve endişe içinde kötü kötü sürttüler durdular, elan da sürtüp durmaktadırlar.
Sayfa 111Kitabı okudu
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.