Çok uzun bir inceleme oldu sanırım kusuruma bakmayın. :)
Giriş sayfası sayabileceğim ilk 4 sayfada ilk kitabında hoşuma giden özellik olan katili konuşturma özelliği yine göze çarparak okumaya başladım.İşlenen cinayet anlatılmış elimize bomba bırakılmış ''alın hadi katili bulun''demiş Nurhan ablam.Bu 4 sayfada ben katil (cellat) eski bir arkadaş,sevgilisi elinden alınmış bir adam,üniversite yıllarının takıntılı elemanı olabilir diyerek okumaya başladım.
30 sayfalık bölümde ilk kitaptan izler taşıdığını söyleyebilirim.Son olayın tahlilleri,Aylin'in geçirdiği yaralanma ve sürpriz bir mutlu son.Bu bölümden sonra Aylin yine kendini bir olayın içinde buluyor.Sayfalar ilerledikçe Aylin komiser hakkında acı ve gerçek bazı olaylar gün yüzüne çıkıyor.Hem Aylin'e üzülüp hem Aylin hakkında bilmediğimiz gerçekleri öğreniyoruz.
Katili bulma çabaları tüm hızıyla son sayfalara kadar merak ve sürprizler ile devam ediyor.Dil çok sade ve akıcı hatta meraklı bir dil kitaba yansımış.Mekan olarak tanıdık yerler olması insanı okurken,olayın geçtiği yerleri gözünde canlandırmasını kolaylaştırıyor.Kitap ve kütüphane vurguları aralara çok güzel işlenmiş.En önemlisi de bence katilin olayı.Çünkü neden bu cinayetleri işlediği hem biz hemde ülkemiz adına çok güzel daha doğrusu çok önemli bir konu ele alınarak işlenmiş.Bu kitapta dikkatimi çeken bir konuda böyle özlü sözlerin tam manasını bulduğu yerlerde kullanılması oldu,buda kitaba farklı bir hava katmış.
Kitapta benim hoşuma gitmeyen yerlerde oldu Aylin'in sürekli yardımcısı Sinan'ı azarlaması ve Hakan ile sürekli fingirdeşmeleri.Nurhan abla kızma ama bunları da yazmam gerekli. :)
Sonuç olarak merak ve sürükleyiciliği bakımından hoşuma giden bir kitap oldu.Ana konu olarak ele alınan konu hepinizin içine dokunan bir konu olması kitabı okunması için farklı kılan farklı bir özellik.