Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Altıncı Koğuş hakkında aslında Lenin'in dediği rivayet edilen cümleyi söylesek bile birçok şey aktarır bize. Ama gelin benim incelememe bakalım. Altıncı Koğuş bir taşra kasabasında bulunan akıl hastanesinin bir bölümüdür. Aslında pek hastane denemez oraya çünkü yatakların yatak denilecek tarafı, yemeklerin yemek denecek tarafı yoktur. Bir de tüm bu kötü ortamın üzerine çekilmesi zor olan bekçileri vardır. Hastanenin bekçisi olan Nikita özünde iyi biridir ancak aklı kıt denilebilecek biridir. Çünkü düzeni sadece şiddetle sağlayabileceğine inanır. Ve bu doğrultuda hareket eder. Hastanenin yıllardır doktorluğunu yapan Andrey Yefimıç ise tüm kötülüklerden haberdardır ancak elinden bir şey gelmeyeceğini düşünür. Kendisi arada hasta muayene eder ve genellikle kitap okur. Aslında inzivaya çekilmiş gibidir o deliler hastanesinde. Çünkü doktora göre konuşmaya değer akıllı biri yoktur. Ta ki bir gün, üniversite eğitimi görmüş ancak deliler hastanesinde kendi hastası olarak yatan İvan Dmitriç ile konuşana dek. Adamın zeki ve akıllı olduğunu düşünür ve her gün onu ziyaret ederek sohbet etmeye başlar. Felsefi diyaloglar kurulur, münakaşalar yapılır. Ve bunu fark eden bir diğer doktor İvan Yefimıç'in de akıl sağlığını kaybettiğini düşünür. ( Devamı sonunu açığa çıkaracağı için yazmak istemedim. Yeterince kitaptan ipucu vermiş oldum zaten. ) Kitap içeriği yukarıda yazılanları barındırıyor ama o kadarla sınırlı kalmıyor. Altıncı Koğuş aslında gerçek parmaklığın zihinlerimizde olduğunu, insanın kendi aklına kendinin ket vurduğu anlatıyor. Düşünmek insanı farklılaştırıyor ve daha farklı bir gerçeklikle karşılaştırıyor. Sanırım bu yüzden cahillik mutluluktur demişler. Gelelim Lenin'in dediği rivayet edilen söze: "Kendimi Altıncı Koğuş'a kapatılmış gibi hissettim."
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,7bin okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.