"Hikâyenin ana karakteri ile özdeşleşen seyirciler, kendi ölümlülüklerini onun omuzlarına yükleyerek, lime lime edilmenin acıtıcı hazlarının tadına bakabilir, fakat aynı zamanda kahramandan daha uzun yaşamış olmaktan sadistçe bir keyif alıp, makul bir ölümsüzlük fantezisinin keyfini sürebilirler. Yeni bir kurban gelinceye dek, yaşamları bir süreliğine onun yaşamından beslenebilir. Böylelikle trajedi, yaşarken aslında ölümün tam ortasında olduğumuz gerçeğine tanıklık etmiş olur. Ayrıca trajik sanat ölümü çerçeveleyip stilize ederken, bir yandan da onun ötesine geçmeyi, onu aşmayı ima eder. İçeriğindeki korkunç vahşetlere karşı kazanılmış simgesel bir zafere işaret eden artistik form, bir tür teodisedir."