Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Ay Battı, yıllar önce okumuş olduğum bir kitaptı ancak unuttuğumu fark ettiğim için tekrar okumak istedim. Yakın zamanda Steinbeck'in Gazap Üzümleri kitabını okumuştum. Bu kitabı elime aldığımda da aynı yazarın elinden çıkması sebebiyle benzer bir dokusunun olacağını düşünmüştüm. Ancak kitap bana Steinbeck'ten ziyade Zweig'ın hikayelerini hatırlattı. Özellikle yine yakın zamanda okuduğum Nişan öyküsü, bu kitabı okurken sık sık aklıma geldi. Belki de Gazap Üzümleri ile Ay Battı'nın konularının farklı olması sebebiyle bu şekilde hissettim. Ay Battı' yı okurken bir tiyatro metni okuduğum izlenimine kapıldım. Daha sonra öğrendiğime göre eser, ileride tiyatroya uyarlanması düşünülerek yazılmış ve bazı tiyatro uyarlamaları da bulunmakta. Eseri radyo tiyatrosunda dinlemek için youtu.be/e3RTbGXkdd0 bağlantısına gidebilirsiniz. Eserde işgale uğrayan bir belediye ve işgalçi kuvvetlerin etkileşimini görüyoruz. Eserde tarafların isimleri ile ilgili bir ipucu yakalayamadım, ancak İngiltere'nin işgal edilen ülkeye destek olduğunu, ülkeden kaçanların İngiltere'ye sığınmak istediklerini okuyoruz. Ayrıca kitabın başında belediyenin deniz kenarı bir bölgede yerleştiğini ve halktan bazı kişilerin teknelerinin olduğunu öğreniyoruz. Eser sonbahar döneminden başlayarak gittikçe çetinleşen bir kışa giriyor. Kişilerin kışkık kıyafetlerinin, çatılarında biriken karın üzerinde durulduğunu görüyoruz. Ayrıca kışın gelişiyle ilgili bir bölümde havanın 9 da aydınlanıp 3 te karardığı yazıyor. İnternetten araştırdığımda da işgal edilen yerin Norveç olduğunun düşünüldüğünü gördüm. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın Norveç'i işgalinden özel isimlere değinilmeden bahsedildiğinden söz ediliyor. Kitapta İkinci Dünya Savaşı' ndan bahsedildiğini düşündürecek başka bölümler de var; örneğin işgalci askerler memleketlerinden uzak kalmaları sebebiyle depresif hale geldiklerinde, her cephede, her millete karşı zafer kazandıklarını, Rusların karşılarında yenildiğini haber alıp daha iyi hissediyorlar. Ayrıca bir çocuğun kardan adam yapması sırasında işgalcilerden bir askerin çocuğu izlediğini, kardan adamın işgalci devletin başkanına benzemesiyle askerin kardan adamı yıktığını okuyoruz. İkinci Dünya Savaşı kumandanlarından birinin karikatürize edilmiş olduğunu düşündüğümde Hitler'den bahsedilme ihtimali inandırıcı geliyor. Ancak bir köpeğin uluması üzerine işgalciler arasında 'Önderin köpeklerden hoşlanmadığını duymuştum.' şeklinde bir cümle, köpek beslediğini bildiğimiz Hitler için pek uygun düşmüyor. İşgal ettikleri ülkede bir köpek uluması duymaları üzerine işgalci askerler, köpekler ve memlekete dönmeleri halinde köpek sahiplenme fikri üzerine konuşuyorlar. Bu sırada askerlerden biri, savaş başlamadan önce ülkesinde bir köpek beslediğini, ancak savaşla birlikte azalacak kaynakların köpeklere ayrılamayacağı söylenerek köpeğinin öldürüldüğünü anlatıyor. Böylece savaşı kazanıyor görünen, işgalci taraf için bile; savaşın, ülkedeki her canlı üzerinde ne kadar olumsuz etkileri olduğunu görüyoruz. Bu sırada kıtlık çeken işgal altındaki ülke, bütün zorluklara rağmen köpek beslemeye devam ediyor. Özgür olmaya hala önem verdikleri gibi, belediye başkanının altında örgütlenmeye ihtiyaç duymadan bireysel olarak karşı koyabilecekleri gibi, savaşa özel yeni bir yapılanmanın içine girmeden özgürlüklerini yaşatmaya ve ellerinden geldiğince karşı koymaya çalışıyorlar. Kitap, savaş sürerken bitiyor, savaşın sonucunu veya belediyenin savaş sonrasında hangi ülkenin elinde kaldığını öğrenmiyoruz. Ancak ülkesi işgal edilen insanların, belki de hala eskisi gibi köpeklerini besledikleri için, zihinsel ve psikolojik olarak ülkedeki işgalcilerden daha iyi durumda olduğunu ve ellerinden gelen her şekilde direnişe devam edeceklerini görebiliyoruz. Ülkesini aylardır görememiş bir yığın asker arasında halk birlik olmuş halde, ve halk, askerlerden farklı olarak yapmaları gerekeni bir önderden duymak ihtiyacı hissetmiyor. İşgalcilerin bütün askeri gücü karşısında, halkın işgalcilerin sahip olmadığı bir güce sahip olarak direnebildiğini okuyoruz. Hikayeyi içimden savaş bitip askerler çekilene kadar halkın direndiği ve düşmandan daha az hasarla ve düşman karşısında güçlenerek savaştan çıktığını hayal ederek tamamlıyorum, İkinci Dünya Savaşı'nda Norveç' in yaptığı gibi.
Ay Battı
Ay BattıJohn Steinbeck · Bilgi Yayınevi · 19901,937 okunma
·
247 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.