Bab-ı Esrar “Sırların Kapısı” demektir. Başkomser Nevzat olayları bana hep büyük sırlar ve gizemlerle başlayıp o kapıların arkasında neler olduğunu bir bir gösteren olaylar gibi gelir. O yüzden kitabın ismini bile beğenerek başladım. Genel kitap yorumuma geçmeden önce fotoğraftaki çubukların neden fotoğrafta olduğunu açıklamak isterim. Bu çubuklar aslında bir oyun. Oyunun adı “Mikado” bu oyun denge, el-göz koordinasyonu gibi yetenekler isteyen ve oynamayı çok sevdiğim bir masa oyunu. Ahmet Ümit okumak da Mikado oynamak gibi. Okuduğunuz zaman beyninizi boşaltmış sadece olaylara odaklanmış olmanız lazım. Dikkatli okumazsanız yazarın size düştüğü notları göremeyebilirsiniz. (Belki ben de kaçırıyorumdur bazılarını ) Klasik İstanbul’da geçen olayların mekanı değişmiş mekanımız Konya. Şaşırtıcı bir şekilde bu sefer Başkomser Nevzat da yok. Kitabın konusu “Mevlana ve Şems” ilişkisi. Kitabın konusu Karen Kimya ismindeki başkahramanımızın şüpheli bir yangın nedeniyle Londra’dan Konya’ya gelmesiyle başlar. Karen Kimya sigorta poliçesini bahane ederek aslında derviş olan babasının izini sürer. Babasını arayan bir kadının yaşam öyküsü gibi başta gözükse de siz hiç fark etmeden Mevlana ve Şemsi anlatmaya başlıyor. Karen Kimya Mevlana ve Şems’in arasındaki muazzam aşkı öğrenmektedir. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Sizi de sorgulamaya ve düşünmeye itiyor. Dipnot: Yeni yeni kitap okuma alışkanlığı kazanmaya başlayan arkadaşlarıma tavsiye edeceğim bir kitap değil ama eğer ki okumak artık sizin için boş vakitleri değerlendirme aracı değil hayatınızın bir parçasıysa hiç sıkılmadan okursunuz.

Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201836,4bin okunma

·

117 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Betülettaa