Gönderi

604 syf.
·
Puan vermedi
Eser-Yazar: Tekvin- Ahmet Arif İnceleyen: Fatih Kaplan Gazeteci- Yazar İncelediğimizi eseri 60. Sayfadan itibaren değerlendirmeye başlarsak fena olmaz. Zira eser o sayfaya kadar sadece iki kişinin buluşmasını, geçmişte yaşanan ufak tefek hayalleri, kahramanımız olan Hakan’ın Çocuk Esirgeme Kurumunda olan yaşadığı kısa hatıraları anlatmakla geçiyor. Hakan’ın koruyucusu Yakup Bey’in torunu Melek’in romana dahil olmasıyla beraber şekil kazanmaya başlıyor diye tahmin ettiğimi sayfalarda ise gizem ve merak duygusu uyandıracak diye beklediğimiz her hangi bir gelişme olmazken Melek’in Hakan’ın koynundan sessiz sedasız kaçırılmasıyla bir macera başlamış görüntüsü verilmeye çalışılsa da bu da tamamen saçma sapan bir kovalamaca ve Melek’in telefonundan gelen kesik seslerle tamamen çöken bir kovalamaca paragraflarıyla okurun umutları yerle bir oluyor. Sık yapılan olay tekrarının yanı sıra isim tekrarları da okuru çok sıkmakla beraber olaylar anlatılırken yapılan benzersiz hatalar okurun gözünden kaçmıyor. Mesela bir bölümde: Yakup Ruzly cinayeti anlatılırken, cinayetin işlendiği gün ihtiyarın evine geldiği tüm çalışanları gönderdiği ve bir tehlikeye uğrayacağını bildiği anlatılırken yine aynı ihtiyarın çok sevdiği torununu evden göndermediği yazılmış. Çok sevdiği torunun bir dede neden katillerin geleceğini bile bile evde bıraksın? Devamında kızın kocasının çok önemli ve güçlü biri olduğu aktarılırken hatta devletin en yetkin makamlarında etkili olduğu belirtilirken, karşısına çıkarılan iki polisten biri dirayetli anlatılıp kahramanımız Hakan’ı savunur görünüyor fakat ilerleyen sayfalarda ise aynı polis Hakan’ı bir yalıya sorguya götürüp iki yabancı ajanın sorgulamasına izin veriyor. Yine aynı yalıda sorguya çekilen Hakan yalıdan çıkınca peşine düşen bir araçla öldürülmeye çalışılıyor ki bu ise tam bir tezatlar yığını. Zira öldürmeye çalışan kişi yalıda ve madem halan öldürülmek isteniyor neden orada işi bitirilmiyor da hiç anlamsız yere bir kovalamaca sahnesi yaratılmaya çalışılıyor. Eserde yine gözden kaçmayan ve konuyla alakasız bir sürü bilgi veriliyor. Bunlar arasında İllumaniti, gizemli tarikat ve örgütler gibi birçok sayfa eserde göze çarpıyor. Bunları okuyunca, ‘Sırf sayfa dolsun’ diye yazılmış hissi verilen eserin bazı bölümleri ise tamamen başka eser ve kişilerin görüşleri aynen aktarılmış bölümler karşımıza çıkıyor. Örn: 170. Sayfada bir profun açıklamalarında ‘Barkod’ açıklamaları var ki bu bölüm Ramazan Kurtoğlu’nun görüşlerini yansıttığı Evanjelizm ve Para Psikolojik Savaşlar… adlı eserlerinden tamamen kopyalanmış gibi. Eserde yine dikkatimizi çeken çoğu bölümde yabacı bir yazarın eserinden hatta eserlerinden esinlenilmiş, kovalamaca, karakter yerleştirme, diyalog oluşturma, mizansen kurma bölümleri var ve bunlarda diğer eserleri ve yazarı takip eden okurlar tarafından hemen göze çarpan bölümler olarak medyana çıkıyor. Tüm bunları yazarken amacımız yazarı kötülemek değil eleştirip daha güzel ve kendine has eserler vermesini sağlamaktır. Eleştiriye kulak tıkayıp, gereksiz diyalog, koşturma, olmayan heyecanı ve gizemi yaratma teşebbüslerine devam edip taklitte ısrar ederse, ‘Onun gibi olup’ kendisi olamadan yazarlık serüvenini sekteye uğratabilir. Sürekli tekrar okumak isteyenler için okunulmasında zarar olmayan bir eser. Yazarımızı tebrik eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Tekvin
TekvinArif Ergin · Doğan Yayınları · 20181,967 okunma
·
232 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.