Gönderi

''Kültür tabirinin en doğru anlamı, fert şuurunun zamanda ve mekânda insanlık için elde ettiği bilgi ve duygudaki derinlik ve genişliğinde görünür. Kültür, ne sadece bilgi ne de ezberlenip tekrar edilmiş tecrübe formülleridir. Kültür, bütün bu bilgilerin ve tecrübelerin insan ruhunda ve zekâsında hazmedilmiş, benimsenmiş, öz varlığa sinmiş halidir. Garp medeniyetinin hümanizma adıyla eski Yunan medeniyetinden alıp bu güne kadar getirdiği anlayış, buna işaret eder. Bizim kanaatimizce kaynağı ve pınarı eski Yunan'la da tahdit etmeyip daha arkalara ve başka diyarlara gitmek, nerede insan ruhunun kendine göre mana taşıyan bir izi ve eseri varsa onları da içi ne alarak en geniş kavramıyla hümanizmayı bütün insanlığı kucaklayan bir anlayış halinde görmek lazımdır. Klasikler yayınını Milli Eğitim Bakanlığına işte bu anlayışla yaptırdık. Eflatun'un ''Diyaloglar''ı yanında Konfuçyüs'ların, Mevlâna'ların, Sadi'lerin eserleri bu anlayışla ve beraberce Türk şuuruna doğdular.''
Sayfa 145 - humanizma: tanrımerkezcilik yerine insanmerkezcilik anlayışını öneren öğreti.Kitabı okudu
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.