Gönderi

Hadislerde Sır
Hz. Peygamber’in “Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız”[76] sözü onun herkesi ilgilendirmeyen bazı özel bilgileri kendisinde sır olarak tuttuğunu ve ashâbına anlatmadığını ifâde etmektedir. Ayrıca bazı özel bilgileri herkese değil, sahâbeden sadece bazılarına verdiğine dâir rivâyetler de vardır. Meselâ: 1. Ebû Hüreyre: “Hz. Peygamber’den iki kap (ilim) aldım. Birisini size anlattım, yaydım. Diğerine gelince, onu anlatsaydım şu boyun kesilirdi”[77] demiştir. Demek ki, Ebû Hüreyre, Hz. Peygamber’den herkesin anlayamayacağı bazı yüksek ilimler, özel bilgiler ve sırlar almıştır. 2. Hz. Peygamber (s.a.v.)) Muâz b. Cebel’e “Lâ ilahe illallah diyen cennete girer” demiş, Muâz da: Yâ Rasûlallah, bu büyük bir müjde, bunu arkadaşlarıma söyleyeyim mi? diye sorunca, “Hayır, yoksa gevşerler” diye cevap vermiştir.[78] Ancak bu özel bilginin kendisiyle birlikte mezara gitmesine ve unutulmasına gönlü râzı olmayan Muâz, âhir ömründe bunu arkadaşlarına anlatmış ve böylece bu sır, hadis kitaplarına geçerek sonraki nesillere ulaşmıştır. 3. Hz. Peygamber, ashâb içindeki münâfıkların isimlerini sadece Huzeyfe b. Yemân’a söylemiştir. Hz. Peygamber, münâfıkların cenaze namazını kılmaz, ama ashâbına “Siz de kılmayın” demezdi. Hz. Ömer: “Peygamberimiz hayattayken ona bakardım, o bir kimsenin cenaze namazını kılmazsa ben de kılmazdım. Peygamberimizin vefâtından sonra Huzeyfe’ye bakmaya başladım. Çünkü münâfıkların ismini sadece o biliyordu”, demiştir. Yine halifeliği döneminde Hz. Ömer, tayin ettiği vâliler arasında münafık olup olmadığını Huzeyfe’ye sormuş, Huzeyfe: “Bir tane var” deyince Hz. Ömer ismini sormuş, Huzeyfe o ismi söylememiş ancak Hz. Ömer münafık olduğunu tahmin ettiği bir vâliyi görevden azletmiştir.[79] 4. Hz. Peygamber vefâtına yakın kızı Fâtıma’ya bir sır söyleyince Fâtıma ağlamış, sonra ikinci sırrı söyleyince Fâtıma gülmüştü. Sonraları kendisine bu durum sorulunca Fâtıma: “Babam ilk seferinde bana vefâtının yakın olduğunu söyledi, üzülüp ağladım. İkicisinde âilemizden en önce ona kavuşacak yâni en erken vefât edecek olanın ben olduğumu söyledi, sevinip güldüm” demiştir.[80] Hz. Peygamber haram, helâl, farz gibi herkesi ilgilendiren konuları bütün ashâbına açıkça anlatmıştı. Ancak din, haram-helâl gibi konulardan ibâret değildir. Herkesi ilgilendirmeyen özel konuları ya da Allah’ın zâtı ve sıfatları gibi herkesin anlayamayacağı yüksek irfânî meseleleri de vardır. Hz. Peygamber idrâk ve anlama seviyesi düşük bazı sahâbîlerin yanında anlatamadığı yüksek konuları, idrâk seviyesi yüksek sahâbîlerin yanında anlatmış olmalıdır. Ebû Hüreyre’nin: “Hz. Peygamber’den iki kap ilim aldım…” diye başlayan sözü, bunu ifâde etmektedir. Ebû Hüreyre, ikinci kaptaki ilimleri özel sohbetlerde almış ve umuma anlatmamış ise de, o sırrın kendiyle mezara gitmesine râzı olmayan Muâz b. Cebel gibi, kâbiliyetli ve anlayışı müsait olan birkaç kişiye anlatmış olması ihtimâl dâhilindedir.
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.