Rastgele yürüyorsun yine, yolunu kaybediyor, aynı yerde dönüp duruyorsun. Bazen kendine gülünç hedefler sapıtıyorsun: Kitapçılara giriyor ve okumadan, kitapların sayfalarını karıştırıyorsun. Sanat galerilerine giriyor, her tablonun önünde durarak, başını sağa eğip gözlerini kısarak, tablonun adını, tarihini ya da ressamın adını okumak için yaklaşarak, daha iyi görebilmek için geri geri giderek, kılı kırk yararcasına dolaşıyorsun içerde. Dışarı çıkarken defteri okunaksız koca bir parafla imzalayıp, yanına da sahte bir adres yazıyorsun.