Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Suzan Defter Ayfer Tunç ile tanışma romanım oldu. Çok etkileyici olmasa da beni içine alan, sürükleyen, düşündüren bir roman okudum. Üslup bakımından oldukça akıcı bir kitap olsa da biçim olarak okuması bir metin var elimizde. İki farklı kişinin günlükleri şeklinde yazılan romanın çift sayılı ve tek sayılı sayfalarında farklı karakterlerin günlüklerini okuyoruz. Bu tempoya ayak uydurmak zaman zaman zor oluyor. Özellikle kitabın başında kafanızın karışmasına hazırlıklı olmalısınız. Elimizdeki iki günlüğün özelliklerine ve anlatım tarzlarına baktığımızda Suzan Defter’in postmodern bir roman olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Geriye dönüşlerde kullanılan teknikler, anlamsal oyunlar, zamansal farklılıklar, tutarsızlıklar, muğlak bir son ve bilinç akışı kullanımları bu romanı postmodern yapan öğelerdir. Şimdi bu öğelere tek tek bakalım: 1. Kişiliğin Soyutlanması ve Kimliksizlik: İlk günlüğün sahibi bize kimliğini vermez ve “unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim” der. Diğer günlüğün sahibi Derya ise kendini Suzan yerine koyarak, onun ağzından konuşup, onun gibi düşünerek kendi kimliğini soyutlar. İlk günlüğünün sahibi olan kişinin adını da Derya’nın günlüğünden öğreniriz: Ekber. 2. Anlamsal Tutarsızlık ya da Güvenilmez Anlatma: Ekber ve Derya karakterleri bir olayı veya aralarında geçen konuşmaları kendi günlüklerine farklı biçimlerde aktarırlar. Bu da okurun hangi olayın gerçek olduğunu kavramasında zorluk çekmesine sebep olur. Postmodern eserlerde sıkça karşımıza çıkan bu anlamsal karmaşa ve soyutluk kurmacanın bir unsuru olarak karşımıza çıkar ve burada hangi durumun gerçek olduğunun tayini okura bırakılır. 3. Ev Kavramı Üzerinden Mekân Kavramı: Ekber’i ve Derya’yı ev kavramı üzerinden değerlendirecek olursak iki karakterin de evlerine hapsolmuş karakterler olduklarını görüyoruz. Ekber’in ev için söylemiş olduğu “ev rahimdir” tabiri annesiz büyüyen Derya ve sert bir tip olan Ekber’in annesi üzerinden incelendiğinde anne rahmi gibi olması gereken evin bir anda karşıt bir değer olmasına neden olur. Karakterler kendi evlerinde huzursuzdur ve eve sığamazlar. 4. Hayatın Anlamı ve Anlamsızlığı: Ekber’in sormuş olduğu “BİR HAYAT NEDİR?” sorusu yalnızca hayatın ne olduğu sorununu değil hemen her şeyin bir anlamsızlığına evrilir. “Saman çöpü” ve “kül olmak” tabirleri üzerinden bu anlamsızlık pekiştirilir. Ekber kendini bir saman çöpü olarak görürken Derya ise bir kül olmuştur. 5. Son: Romanın sonunda karakterlerin hangi yola gireceklerinin okurun hayaline bırakılması da postmodern romanın özelliklerindendir. (Bu kısmı detaylı olarak vermek roman hakkında spoiler olacağı için detaya girmeyeceğim.) Tüm bu tekniklerden de göreceğimiz üzere Suzan Defter postmodern bir roman olarak farklı teknik denemeleriyle Türk edebiyatında kendine has özel bir yere sahiptir.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,2bin okunma
·
194 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.