GEÇ KALMIŞ BİR İNCELEMESevgili 1k; daha evvel okuduğum ama buraya inceleme yazmayı ihmal ettiğim güzide kitaplardan biri olan ve bana asla pişman olmayacağım kitap öner diyenlere sürekli tavsiye ettiğim muhteşem yazar Jack London'ın Demir Ökçe'sine kısaca bir şeyler yazacağım.
Modern Klasikler 23. kitap olan eser aynı zamanda ilk distopik roman örneğidir. 1906 yılında bu eseri yazmaya başlayan London, kitap hakkında şu cümleyi kurar: "Bu kitap bana dost kazandırmayacak." Nitekim kitap okunduktan sonra birçok eleştiriye maruz kalır. Ancak yapilan bu eleştirilerin, kitap gerçeği son cümlesine kadar yansıttığı için yapıldığını unutmamakta fayda var.
Ernest, işçi sınıfına mensup ve sendika yöneticisi bir sosyalisttir. Onun yapmış olduğu bir benzetmedir Demir Ökçe. Ezen sınıfı temsil eder bu benzetme. Oligarşik düzen ile işçi sınıfının yaşamış olduğu farkları bariz bir şekilde göz önüne serer London. Hele ki Avis kitaba dahil olduktan sonra Ernest tarafından Avis'e kurulan öyle bir cümle var ki benim kitabı sevmemin hatta kitaba bu denli kıymet vermemin nedenlerinden biridir:
"Üzerine giydiğin beyaz gömlek kanlı ve sen bunun farkında bile değilsin!"
İşte bu cümleden sonra, işçilerin zor şartlardaki çalışma hayatını, yorgun bedenlerinin her türlü sonuna kadar sömürüldüğünü, kapitalizmin bu insanlara biçtiği değersizliği araştırmaya başlar Avis. Ve karşısına çıkan şey Demir Ökçe'nin tüm dünyadaki gücüdür! Medyadadır Demir Ökçe, fabrikalardadır, çalışanın olduğu her yerdedir! Evlerimize girmiştir, yataklarımızı bile ele geçirmiştir!
Tek bir çare vardır o da devrimdir! Demir Ökçe'ye karşı birleşmek ve her kesimden insanın haklarını sonuna kadar savunmaktır çözüm! Peki Demir Ökçe kolay yıkılacak mıdır? Her yere uzanan eller, dünyadaki bütün insanları ezen ayaklar nasıl yok olacaktır?
Okuyun dostlarım, mutlaka okuyun. Şu an yaşadıklarımız ile kıyaslayın. Kendinizi Ernest'in yerine koyun. Toplumun kanayan yarası Demir Ökçe'nin ancak ve ancak birleşme ile yıkılabileceğine inanın!