Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta bütün dünyanın körlük virüsüne yakalanmasıyla yaşadıkları anlatılırken bu körlüğü 'beyaz körlük' olarak nitelendirmişlerdir. Bunu Platon'un mağara teorisine benzettim. Orada mağaraya bağlanan insanlar dışarıya arkası dönüktür. Dışarıda ki insanların gölgeleri duvara yansıtmaktadır. Bu gölgeleri gerçek insanlar sanırlar. Hayatı de böyle bir hayat. Ancak zamanı gelip dışarı çıktıklarında bunun gerçek olmadığı görürler ve aydınlanma yaşanır. İlk dışarı çıktıklarında da "beyaz körlük" yaşarlar kısa süreli. İşte kitapta da aslında insanlar bu virüse yakalandıkların yerin, statünün, paranın, güzelliğin hiçbir anlamı olmadığını anladılar. Tek bir duyu organımızın kaybıyla nasıl yok olmaya yaklaştıklarını gördüler. Bu nedenle eskiden değer verdikleri, sevdikleri, uğruna yaşadıkları her şey anlamını yitirdi. Daha farklı şeyler anlam kazandı. Modernleşmeyle, teknolojiyle, zekasıyla güvenen insanoğlunun bir virüsle nasıl ellerinin kollarının bağlandığını görüyoruz. Kitapta kimseye isimler verilmemiş.Sıfatlarla nitelendirilmiş. Yer, şehir, belirtilmemiş. Buda kitaba evrensellik katmış. Ayrıca kitapta yedi insan ve bir köpeğin olması tesadüf eseri olmadığını düşünüyorum. Bu bana bir efsaneyi hatırlattı. Anlatılana göre zamanında tek tanrıya inanan yedi insan çoktanrıcılığın arttığı bir zamanda o dini kabul etmemek için bir tane de köpekle mağaraya saklanırlar. Tanrının lütfuyla 300 yıl burada uyuya kalırlar. Uyandıklarında hiç zaman geçmemiş gibi hissederler. Ancak her şey değişmiştir. Kitapta da karantinaya alındıkları yerden çıkınca her şeyin değiştiğini, hiçbir şeyin aynı kalmadığı görürler.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105,1bin okunma
·
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.