Kitap hakkında hiçbir fikrim olmadan okumaya başlamıştım ve daha onuncu sayfaya gelmeden harika bir kitap olduğuna karar verdim aklımdaki düşünceleri birileri daha öncesinde yaşamış ve yazmış gibiydi. Kitapta altını çizdiğim o kadar cümle vardı ki hepsini notlarıma yazamadım. Kitap Finlandiya toplumunun geri kalmışlıktan, yozlaşmaktan kurtuluşunu ve yeniden ayaklanmasını Filozof Snellman önder olduğu düşüncelerle anlatıyor. İnsanların doğru yola teşvik edilince bu uğurda yeterli zaman harcandığında başarıya ulaşmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Kitabın en büyük hünerlerinden biri iyiliği ve doğruluğun üzerinde bu kadar ne bir şekilde durmasına rağmen anlatım şekli ve farklı sorunların detaylarına yer vermesi sorunun neden bir sorun olduğuna ve nasıl sonuçlar doğurduğuna dair ayrıntılı fikirlerde bulunmamızı sağlıyor ve çözüme olan gerekliliğe daha fazla inanıyoruz. Kitap baştan sonra ders niteliğinde yazıldığı için her bölüm her cümle önemli akıcı bir şekilde içinize yer ediyor ve kendi yaşantınızla empati(!) yaptığınız için çok akıcı bir şekilde okuyabiliyorsunuz. Yazamadan geçemeyeceğim kendime de not olmasını istediğim birkaç bölümü buraya yazmak istiyorum; *** Din üzerine bir konu Snellman şu sözleri söylüyor, “Din bir insanın dünyayla, insanlarla, tarladaki her bir bitkiyle kurduğu bağın tezahürüdür. Bu bağlar yok olursa ne devlet ne toplum, ne de insan ayakta kalabilir.” Bu cümlenin üzerine çok fazla yazılar yazabilir çok yorum yapabilirim dinin çok güzel bir tanımını yapmış filozof dini sadece insan hayatında ve ölümündeki ödül veya ceza sistemi olarak görmemiş, yaratıcının varlığının her yerde hissedebileceğimizi anlatan bir söz, dini her yere ve her canlıya yaymış doğal sonucu olarak toplumun temel taşı olarak göstermiş. Dinin yıllarca toplumumuzda anlatıla gelen tanımlamalarında ve anlaşılmasından farklı bir tanımı... *** “Tanrıyı önce kendiniz bulun, ondan sonra insanlara Tanrı’ya giden yolu gösterin!” bu cümleyle de anlaşılıyor ki dini inançlar dogmatik ve kulaktan duyma bilgilerle olmamalı kibirle ve bilmişlikle dini savunanlara ödün vermeyin kendiniz Tanrınızı bulun. Araştırın okuyun sorgulayın bulun. İnsan bilmeli ki hiçbir öğreti keşif kadar güzel olamaz. *** Ülkeler kişiler dinler mekânlar durumlar değişebilir fakat temel ahlaki değerler her zaman aynı kalır. **** Memurluğun ve memurun nasıl olması gerektiğini anlattığı bir bölümde memurun neden işi yapamadığını konusunda harika bir cümle geçiyor. “Halk bir işi yapmadığınızda bunu istemediğinizden değil, yapmamanız gerektiği için tamamlamadığınızı bilsin. Siz memurların da en az rahipler ve öğretmenler kadar halkı eğitme sorumluluğu olduğunu bilin.” Bu cümlelerde her şey net bir şekilde yoruma gereksiz bir şekilde memur-insan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini anlatılıyor. *** “Küfür köpek havlamasından beterdir. Zihinsel ve manevi kültürsüzlüğün belirtisidir.” Burada bahsedilen küfür sevmediğiniz kişiye yapılan değil günlük hayatta hepimizin kullandığı olaylara durumlara karşı göstermiş olduğumuz tepkilerdir hepimizin bu konuda kendini eğitmesi gerekiyor. **** Kitapta daha bunun gibi birçok eşsiz bölüm var o kadar çok ki beğendiğim bölümler onların hepsini alıntılarımda paylaşmak istiyorum. Okullarda, iş yerlerinde, hayatın her evresinde muhakkak bu kitap okunmalı. ******** Mustafa Kemal Atatürk’ün önerdiği kitap olmasına hiç şaşırmadım. ********

Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022100,7bin okunma

·

113 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ali Taşyürek