Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

(Pol ve Virjini)yi, (Verter)i, (Anna Karenin)i okuyor ve henüz 10 yaşındaki beynimi bunların teknesinde yoğuruyorum. (Mişel Zevako) ve benzerlerinden vazgeçmiş değilim. Onun, içinde sihirbazları gezdirdiği bir kitabında, Mısır ehramlarının sırrını arayan birine ait macera beni sarsıyor, delirtircesine sarsıyor. Adam girdiği ehramın içinde bir kapı görür. Açar, iki uzun dehliz... Yürür. Dehliz, o yürüdükçe hunî gibi daralmaya başlar. Ay, tavan tepesinde!.. Geriye mi dönsün? Asla!.. İpucunu yakaladığı sırrı çözecek.... Eğilerek yürür. Bir ân gelir ki, çömelmeye ve öyle yol almaya mecbur kalır. Aldırmaz... Dört ayak üstünde ilerleme, peşinden yüzükoyun sürünme, nihayet, başı huninin artık yol vermediği son noktada... Kafasıyle dürter, ama geçebilmek ne mümkün! Bir ses: — Arkanı da kapattık! Geriye doğru sürünmek de yok!.. Bak, bakabilirsen çarene! Bütün gücüyle ileri atılır. Başı geçmeye ve huni açılmaya başlar. Ve derken bir ışık... Bu hikâyeyi okurken o kadar fenalaştım ki, bir ân nefes alamaz oldum. Boğuluyordum.
Sayfa 115 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / FİLÂN - FALANKitabı okudu
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.