Gönderi

Düşünsenize servetinizin bulunduğu odaların sadece anahtarlarını 300 katır taşıyor?? KRAL KARUN kimdir? Kur’an’da Kārûn adıyla kıssası nakledilen bu kişi Tevrat’ta Korah diye anılmakta ve çöl hayatında Mûsâ’nın otoritesine karşı başlatılan isyan hadisesinde başrolü oynamaktadır. Tevrat’ta Hz. Ya‘kūb’un oğlu Levi’nin oğlu Kohat’ın oğlu Yitshar’ın (İzhar) oğlu olarak gösterilen Korah (Karun) (Çıkış, 6/16, 18, 21; Sayılar, 16/1), Mûsâ ve Hârûn’a karşı çıkarılan bir isyan hareketiyle gündeme gelmektedir. Bu hareketle Kārûn, Hz. Mûsâ ve Hârûn’un dinî otoritesini yıkmayı hedeflerken aynı harekete katılan Ruben kabilesinden Datan ve Abiram da Mûsâ’nın siyasî liderliğine son vermeyi amaçlıyordu. Olayın bugünkü Tevrat’ta yer alan şekline göre Kārûn, Rubenoğulları’ndan Datan ve Abiram’ı, ayrıca farklı kabilelere mensup insanları ve cemaatin 250 beyini toplayarak Mûsâ ve Hârûn’a karşı bir isyan başlatmış, bunlar Tanrı’ya âsi olmuşlardır (Sayılar, 16/1-3). Âsilerin başındaki Kārûn, “Yeter artık, çünkü bütün cemaat, onlardan her biri mukaddestir ve Rab onların arasındadır ve niçin Rabb’in cumhuru üzerine kendinizi yükseltiyorsunuz?” diyerek Mûsâ ve Hârûn’a karşı çıkmıştır. Bu durumda Mûsâ secdeye kapanarak dua etmiş ve kararı Tanrı’nın vereceğini bildirmiş, Rab ise isyan edenleri helâk edeceğini haber vermiştir. Ancak Mûsâ ve Hârûn, Tanrı’ya yalvararak O’ndan hepsini helâk etmemesini istemişlerdir. Bunun üzerine Korah, Datan ve Abiram’a ait çadırların etrafının boşaltılması istenmiş, daha sonra altlarındaki yer yarılarak bu kişilerle onların ev halkını, Korah’ın bütün adamlarını ve bütün mallarını yutmuş; Korah’ın yanında yer alan ve buhur yakan 250 kişi de Rabb’in katından çıkan bir ateşle bitirilmiştir (Sayılar, 16/4-35). Kārûn’un isyanı İsrâiloğulları’nın çöl hayatındaki en önemli olaylardan biridir. Hem bir kitle hareketi olması hem de Tanrı’nın tesis ettiği dinî ve içtimaî düzeni hedef alması hadisenin önemini göstermektedir (DB, II/1, s. 972). Kārûn kıssası bazı farklılıklarla Ahd-i Atîk’in çeşitli yerlerinde geçmektedir (Sayılar, 26/9-10; 27/3; Tesniye, 11/6; Mezmur, 106/16-18). Ayrıca yahudi rivayetlerinde Kārûn’un Mûsâ ve Hârûn’a karşı çıkışının birçok sebebi sayılmaktadır. Bir rivayete göre Kārûn Mısır’da Firavun’un hazinedarı idi ve öylesine büyük bir servet yapmıştı ki hazinelerinin anahtarlarını ancak 300 katır taşıyabiliyordu, bu servetin verdiği gurur onun felâketine sebep olmuştu. Kārûn, Kohatoğulları aşiretinin başına Uzziel oğlu Elitsafan’ı getirdiği için Mûsâ’ya kızmıştı. Yahudi kaynaklarında Kārûn Tevrat kurallarını küçümseyenlerin, Tevrat’a ve Rabb’in otoritesine karşı çıkanların ilk örneği olarak takdim edilmektedir. Mûsâ, Kārûn ve beraberindekileri yatıştırmak istemiş, fakat onlar isyanlarını sürdürmüşler, sonunda toprak yarılmış ve içine gömülmüşlerdir (EJd., X, 1192-1193). Kur’an’ın Kasas sûresinde (28/76-82) Kārûn Hz. Mûsâ’nın kavminden, hazinelerinin anahtarlarını ancak güçlü bir topluluğun taşıyabildiği, zenginliğiyle mağrur bir kişi olarak takdim edilir. Kārûn gösterişi sevmekte, kavminin arasında ihtişamla dolaşmakta, bu ise bazılarının hayranlığını celbetmekteydi. Kavminin, servetiyle böbürlenmemesi gerektiği yönündeki uyarılarına karşı Kārûn bu serveti kendi bilgisi sayesinde yaptığını ileri sürüyordu. Nihayet kendisi ve evi yerin dibine geçirilmiş, bu âkıbetten ne kendini kurtarabilmiş ne de onu kurtaracak bir topluluk çıkmıştır. Diğer âyetlerde de Hz. Mûsâ’nın apaçık delillerle Firavun, Hâmân ve Kārûn’a gönderildiği, fakat onların Mûsâ’yı yalancı bir sihirbaz olarak niteledikleri, ona karşı çıktıkları, yeryüzünde büyüklük tasladıkları, sonuçta her birinin farklı şekillerde cezalandırıldığı belirtilir (el-Ankebût 29/39; el-Mü’min 40/24). İslâmî kaynaklarda Kārûn’la ilgili çeşitli rivayetler vardır. Tevrat’taki şecere verilerek onun Mûsâ’nın amcasının oğlu olduğu belirtilir. Mûsâ ve Hârûn’dan sonra İsrâiloğulları’nın en bilgilisi ve üstünü sayıldığı, Tevrat’ı çok güzel okuduğu, İsrâiloğulları Mısır’da yaşarken Firavun tarafından onlara yönetici tayin edildiği, fakat tıpkı Sâmirî gibi Allah düşmanı olup bozgunculuk çıkardığı, Hz. Mûsâ’dan simya ilmini öğrendiği belirtilmekte; evinin, elbiselerinin, hazinelerinin özellikleri, gösterişli tavırları nakledilmektedir. Mısır’dan çıktıktan sonra Hz. Mûsâ mezbah ve kurban yöneticiliğini Hârûn’a vermiş, bunun üzerine Kārûn hem peygamberliğin hem yöneticiliğin Mûsâ’da, mezbah ve mâbed yöneticiliğinin de Hârûn’da olmasına itiraz etmiş, daha sonra da cezalandırılmıştır (Sa‘lebî, s. 213-217).
·
282 görüntüleme
zen okurunun profil resmi
İlk cümleyi okumak bile yordu beni.Az insan az eşya ve çokça huzur inşallah 🙏
M. Durmuş okurunun profil resmi
Vaktiniz var ise hepsini okumanızı tavsiye ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.