Gönderi

Bana bir erkeğin neyi çekici bulduğunu söyleyin, ben de size o adamın hayat felsefesini anlatayım. Bana onun hangi kadınla yattığını gösterin, size o kişinin kendini nasıl değerlendirdiğini bir bir sayayım. Ona kendi benliğini silmenin bir sevap olduğuna dair ne saçmalıklar öğretilmiş olursa olsun, seks tüm eylemler içinde en derin bencillik içerenidir. O eylemi ancak ve yalnızca kendi zevki için yapacaktır. Bunu kendini silerek, bir iyilik, bir ihsan olarak yapmayı düşünebiliyor musunuz? Kendini alçaltarak yapılamaz, ancak kendi zevkiyle, arzulandığını ve arzulanmaya lâyık olduğunu bilerek yapılabilir. Ruhu çırılçıplaktır o anda. Tıpkı vücudu gibi. Kendi gerçek egosunu, değer standardı olarak kabul etmektedir. Ona çekici gelecek kadın, kendi en derin arzusunu yansıtan kadın olacaktır. O kadının teslim olması, ona bir kendine saygı duygusu yaşatacaktır ya da böyle olduğuna inanacaktır. Kendi değerinden emin olan ve bundan gurur duyan adam, bulabildiği en yüksek tip kadını isteyecektir. Beğeneceği kadın güçlü olacak, fethetmesi zor bir kadın olacaktır, çünkü ancak bir roman kahramanını fethettiği zaman bunu bir başarı sayabilecektir, beyinsiz bir sürtüğü fethetmeyi başarı saymayacaktır. Onun aradığı, kendi değerini bulmak değil, kendi değerini ifade etmektir. Zihninin standartlarıyla bedeninin arzuları arasında hiçbir çelişki yoktur. Ama kendi değersizliğine inanan adam da en nefret ettiği kadın tipini cazip bulur, çünkü o kadın onun gizli benliğinin yansımasıdır. Kendisinin sahtekâr olduğu yolundaki objektif gerçekten o kadın sayesinde kurtulur. Kadın ona bir aylığına hayali bir değer kazandırır, o da kendi benliğini lanetleyen ahlâk sisteminden bir süre için kurtulmuş olur. Çoğu erkeğin kendi hayatını nasıl çirkin biçimde mahvettiğine bakın. Manevi felsefemiz dedikleri çelişkiler karmaşasına bakın. Biri diğerini getiriyor. Aşk bizim en yüce değerlerimize cevaptır...başka bir şey de olamaz. Bir erkek kendi değerlerini ve varoluş görüşünü yozlaştırırsa, aşkın zevk değil, kendini reddetme olduğunu savunmaya başlarsa, iyilik ve sevap denilen şeyin gurur değil, acıma, acı, zaaf ve fedakarlık olduğunu söyler, en soylu sevginin beğenmekle değil, sadakayla başladığını, değerlere cevap olarak değil, kusurlara cevap olarak doğduğunu söylerse, kendini ikiye bölmüş sayılır. Bedenine söz dinletemez. Seviyorum dediği kadının karşısında iktidarsızlığa düşer, bulabildiği en bayağı orospuya doğru kayar. Bedeni her zaman en derindeki inançlarının nihaî mantığını izleyecektir. Kusurların sevap olduğuna inanırsa, varoluşu kötü diye damgalamış sayılır, kendisinin ancak yozlaşmışlıklardan zevk almaya lâyık olduğuna inanır. Sevabı acıyla bağlamıştır, zevkin ancak günahlarda bulunabileceğini sanır. Bu sefer, bedeninin kötü arzuları olduğunu, zihninin bunları etkileyemediğini, seksin bir günah olduğunu, gerçek aşkın katıksız bir ruhsal duygu olduğunu haykırmaya başlar. Ondan sonra da, aşk neden bana yalnızca can sıkıntısı getiriyor, seks de yalnızca utanç getiriyor diye merak eder.
Sayfa 661Kitabı okudu
··
259 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.