Gönderi

440 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
7/10
Joe Hill -Boynuzlar Joe Hill kitaplarına başlamamın nedeni Stephen King'in oğlu olduğunu öğrenmiş olmam. Stephen King çok tercih ettiğim bir yazar olmadı. Kitaplığım da korku ve gerilim türünde çok az kitap oldu her zaman. Yani bu yazardan kaynaklanan bir sıkıntı değildi. Ama Joe Hill'in kitaplarında hayal gücünün daha ön planda olduğunu hissettim ve filmi de olan "Boynuzlar" kitabından başladım. İgnatius Perrish'in yaşadığı kasabadaki herkes hayatının aşkı Merrin'i öldürdüğüne, ailesinin adı ve zenginliğiyle yargılamaktan kurtulduğuna inanıyor. Merrin'in öldürülmesinden 1 yıl sonra cinayetin işlendiği yerde zil zurna sarhoş olup sızan İgnatius, sabah uyandığında kafasında bir çift küçük boynuzun olduğunu farkediyor. Hayal gördüğünü ve garip bir hastalığa yakalandığını düşünen İgnatius'un bütün hayatı, bildiği ve inandığı herşey bu noktadan sonra değişmeye başlıyor. Çünkü İgnatius'un karşılaştığı herkes ona en kirli sırlarını günahları anlatıyor ve daha fazla günah işleyebilmek için ondan izin istiyorlar. Kitap gerçekten ilginçti. Başladığım anda kitabın su gibi akıcı olacağını düşündüm. Çünkü en başta itiraflarla giriş yapılmıştı ve bütün o insanların söyledikleri hem çok rahatsız edici hemde çok ilginçti. Kurgusuna bayılmıştım ve Joe Hill'in de haksızlık ettiğim bir yazar olduğunu düşündüm. Sadece yorum değil de eleştiri yapabileceğim bazı yerler var kitapta, ilk olarak kurgusu her ne kadar ağız sulandıran türde olsa da kitabın başı sayılabilecek bir sayfada asıl katilin kim olduğunu öğrenmek hiç iyi olmadı benim için, çünkü tam o bölümün sonrasında yazarımız İgnatius'un çocukluğu ve şuan bulunduğu duruma gelene kadar neler yaşadığını anlatan uzun bir bölüm okutmaya başladı. Merrin'le nasıl tanıştığı, ilişkilerinin nasıl başladığını ve arkadaşı Lee, abisi Terry'le olan ilişkisini okudum. Keşke bunu kitabın başında okusaydım katilin kim olduğunu öğrendikten sonra bunları okumak bana anlamsız geldi. Akıcı olan kitap bir anda durgunlaştı ve bu da kitabı istediğim ve tahmin ettiğimden daha uzun sürede bitirmeme neden oldu. Tek eleştirim bu kitapla ilgili bunun dışında gerçekten kurgusunu ve olayların bağlanış şeklini beğendim. İgnatius dışındaki karakterleri sevdiğimi söyleyemem, belki biraz Terry'yı sevdim o kadar. Merrin karakteri için hayatta olduğu bölümleri okurken çok sık saçma hareketlerde bulunduğunu gördüm. Neden öyle yaptığına anlam veremediğim bölümler oldu. Yazar kızı saf temiz yazmak istemiş ama bence öyle değildi çünkü sadist bir tarafım Merrin'in hayatta olup İgnatius'un boynuzlarına vereceği tepkiyi ve söyleyebileceği kirli sırlarını öğrenmek istedi. Lee karakteri ise kısaca pisliğin psikopattın önde gideniydi. Onun bölümünü onun düşüncelerini okumak gerçekten çok rahatsız ediciydi. Kitabın sonunu beğendim. İgnatius'un sonunu ve Terry'in son bölümde ondan beklemediğim davranışlarda bulunması beni şaşırttı. Kitabı okuyan fazla kişi yok gibi ama bence sıkı bir Stephen King hayranıysanız oğluna da mutlaka bir şans vermenizi öneririm. Fantastik ve paranoyayı bu kadar güzel kurgulayan yazarlara çok rastlanmaz. Joe Hill'in elimde olan diğer kitapları için sabırsızlanıyorum. Şeytan ve İtfaiyeci. :)
Boynuzlar
BoynuzlarJoe Hill · İthaki Yayınları · 2020154 okunma
·
365 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.