Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

347 syf.
10/10 puan verdi
Sütyenin icadı tutsak etti kadını, memelere özgürlük!
Memenin Tarihi, bu sene okuduğum kitaplar arasında
Seks ve Ceza
Seks ve Ceza
'dan sonra açık ara en iyi kitap! Kitap okuma listemde bile yoktu, fakat şans eseri kitabı keşfedince konusu ilgimi çekti ve hemen okudum ve iyi ki de okumuşum. Kütüphaneme yeni bir kitap, kendim içinde yeni bir bakış açısı kazandırmış oldum. Kitabı bu kadar çok beğenip yazarını araştırmasam olmazdı. Kitabın yazarı Marilyn Yalom, Fransız Edebiyatı ve Karşılaştırmalı Edebiyat Profesörü ve bir dönem Stanford Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Enstitüsü’nde üst düzey araştırmacı olarak çalışmış. Ayrıca dünyaca ünlü Psikiyatrist
Irvin D. Yalom
Irvin D. Yalom
'un eşi. Yazarın kadınların toplum içindeki sosyal açıdan konumlarını değerlendiren bir çok kitabı var. Ne yazık ki bunlardan iki kitabı Türkçeye kazandırılmış. Kitabın dili sade ve akıcı. Kitabın konusuyla uyumlu fotoğraflara yer verilmesi de kitabı eğlenceli hale getirmiş. Ek olarak kaynakça açısından tatmin edici, sadece 30-40 sayfa Kaynak ve Notlar kısmına ayrılmış. Alanında uzman yazarların kitaplarını okumayı bu yüzden seviyorum, çünkü yazdıklarını bir yerlerinden sallama değil, belgeye dayalı oluyor. Yani güvenilir oluyor. Fakat yazar Memenin Tarih içerisindeki sürecini değerlendirirken sadece Avrupa kıtasını temel almış, diğer toplumları değerlendirmemiş. Kitabın içeriğinden bahsedecek olursam, tarih boyunca "meme", kadınlara ait bir organ, bir parçası olarak değil, toplumun (erkeklerin) bir nesnesi olarak değerlendirilmiş. Bu yüzden memenin taşıdığı anlam tarihsel süreç içinde değişime uğramış, kadın memesine farklı anlamlar yüklenmiş. Meme, tarih boyunca toplumsal değerlerin bir işareti olmuş ve geride bıraktığımız süreç içinde memenin erotik, domestik, politik, psikolojik, dini ve ticari değerler taşıdığı varsayılarak bu değerler memeler aracılığıyla topluma empoze edilmiş. İnsanlık tarihinin ilk zamanlarında kadınlar, zorlu şartlara rağmen erkeklerden daha üstün görülmüştür. Kimileri bu görüşü kabul etmese de Taş Devri'nde kadınlar, doğumda erkeğin rolü bilinmediğinden dolayı yaşamı ortaya kendiliğinden çıkaran, hayat veren, hatta ölümü bile belirleyebilen daha üstün varlıklar olarak görülmüştü. Bu yüzden kadın memesine kutsallık atfedilmiş ve doğurganlığı, besleyiciliği, bereketi sembol eder hale gelmiş. Üstün statü, uzun bin yıllar boyunca devam etmiştir. İnsanlar ilk hiyerarşileri oluşturunca, iş dallarında uzmanlaşmalar başlayınca ve ilk şehirleri kurup medeniyetleri oluşturmaya başlayınca bu durum değişmeye başlamıştır. Yerleşik düzende tarım faaliyetlerini de erkek yürütmeye başlayınca, kadına sadece evde görev düşer olmuştur. Tüm iş dallarını organize edecek ve insanları koruma karşılığı vergi alacak kurumlarda ve devletin üst kademelerinde erkekler hâkim olmuş, aynı durum tapınakların çoğunda da gerçekleşince, kadınlar sosyal, siyasal, dinî ve ekonomik alanda erkeklerin çok altında sayılmışlardır. Yöneticilerin hakimiyetlerini dayandırdığı din de, tıpkı Dünya'da olduğu gibi erkek hâkim hiyerarşi ile oluşturulmaya başlanmıştır. Hristiyanlıkla birlikte meme, kutsal konumunu kaybetmiş, yerine utanılması ve saklanılması gereken bir nesne haline gelmiş. Hristiyan din adamları meme emzirmeyi kutsal bir hizmete dönüştürmüştü. XIV. yüzyıldan XVI. yüzyıla uzanan süreçte emziren Meryem Ana, kadın kutsallığının prototipiydi. Sütün gelmesini kolaylaştırmak için iki parmağıyla göğsüne bastıran, kollarında tuttuğu bebeğe sükûnetle gülümseyen Meryem Ana, kutsallığı dünyevi annelik eylemine taşıdı. Böylelikle İlk Çağ dönemindeki laik meme kültü yerine, bir nesli diğerine bağlayan halkayı, anne ve çocuk arasındaki bağı temsil ediyordu. Orta Çağ boyunca memenin kutsal sembol olması devam etti. Daha sonra ki yıllarda ise memeye yüklenen anlam erotik olarak değişmiş ve bu meme üzerinde ticari değerleri doğurmuştur. Bu ticari amaçlar korseler ve sutyenleri ortaya çıkarmıştır. Korseler ve sutyenler, memelerin bastırılması ve örtülmesi ya da elma veya torpil gibi öne çıkarılması gibi alternatif amaçlar paralelinde tasarlandıkları bu durum memelere erotik bir anlam yüklemiş. Dönemin çıplak meme resimleri dışarıdan bakan birine haz vermek amacıyla bir parça meyveye benzetilerek değer kazandırılmış. Bu bağlamda Ortaçağ’da meme için geçerli olan sınıflandırma sistemi Rönesans boyunca da varlığını koruyarak memeler küçük; beyaz, elma gibi yuvarlak, sert, sıkı ve ayrık olmalıydılar. Rönesans toplumunda iki tür meme vardı: Erkekleri memnun etmeyi amaçlayan “üst-sınıf ’ sıkı memeler ve kendi öz çocuklarının yanı sıra zengin işverenlerinin çocuklarını da emziren “alt-sınıf’, süt veren iri memeler. Kısacası Rönesans’ın yüksek kültüründe memenin anlamı hiç şüphe götürmez bir biçimde erotikti. Kısacası dışarıdan bakan kişinin gözüyle meme, başka başka gerçekliğe işaret eder; ki bu gerçeklik her bir gözlemcinin gözünde farklı bir anlam taşır. Bebekler memede yiyecek görür. Erkekler seks. Doktorlar hastalık. İş adamları para. Din otoriteleri ahlak, politikacılarsa onları ulusal hedeflere uyarlar. Psikanalistler memeyi, adeta hiç değişmeyen bir abideymiş gibi bilinçdışının merkezine yerleştirir. Anlamlardaki tüm bu çeşitlilikler memenin insanın düş gücündeki ayrıcalıklı yerine işaret eder. Memenin tarihsel süreç içerisindeki anlam değişikliğini toparlamak gerekirse Ortaçağın sonlarında annelikle ilişkilendirilen meme, tarihte ilk kez, Hıristiyan terbiyesinin yaygın bir sembolüne dönüşmüştür. İki yüzyıl sonrasının Rönesans ressamları ve şairleri, onun dini açıdan taşıdığı önemi erotizm örtüsüyle değiştirmiştir. XVIII. yüzyıl Avrupa düşünürleri memeyi yurttaşlık kaynağı olarak görmüştür. Fransız Devrimi gibi siyasi, politik olaylarda politikacılar tarafından memenin namus, vatan gibi duyguları beslediği yurttaşlık sembolü haline gelmiştir. Günümüzde, XXI. yüzyıl başındaki dünyada ise “meme” kelimesi samimi bir ifadeyle, zihinlerde erkek ve kadınlar için geçerli olan seks senaryolarına işaret eder hale gelmiştir. Bu harika kitabın incelemesini düşündürücü olan, yazarın bile cevaplayamadığı bir soruyla bitirmek istiyorum: "Yarın, kadınlar ve çocuklar için ne tür bir meme getirecek?" (#138535823)
Memenin Tarihi
Memenin TarihiMarilyn Yalom · Çitlembik Yayınları · 200238 okunma
··1 alıntı·
2 artı 1'leme
·
2.576 görüntüleme
leydi spinoza okurunun profil resmi
Irvin Yalom’un eşi. Kaydettim, en kısa zamanda okuyacağım. Okumadan kalplemiyorum da. Seks ve Ceza’yı da yıllardır okuyacağım. Devamı niteliğinde bir tane daha vardı galiba. Onu da alayım sıraya. Şimdiden teşekkürler.
Sibel okurunun profil resmi
Güzel ve bilgilendirici bir inceleme olmuş, zihninize sağlık.
Tengrigens okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.
Tamara okurunun profil resmi
Tek kelimeyle süper bir inceleme olmuş :))kaleminize sağlık
Tengrigens okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.
Thoth okurunun profil resmi
Çok faydalı olmuş, şu soru kafama takıldı, memeyi her kesim için tanımlama yapılmış ama kadınlar için bir tanımlama getirilmemiş mi? Kadınlar için meme ne ifade ediyor ?
Tengrigens okurunun profil resmi
Cevabı yazar versin: "Kadınların modernleşme öncesi dönemdeki gerçek düşünceleri konusunda çok az şey biliyoruz. Kendi vücutlarına ilişkin görüşlerini ise hemen hemen hiç bilmiyoruz. Edebiyat, sanat ve çoğu resmi belgelerden bizlere ulaşan bilgiler, genellikle erkek gözüne uyarlanmış bir lens aracılığıyla kırılmaya uğramış gerçekler. Kadınlar kendi memelerini dini ve politikayı besleyen semboller olarak görmüşler miydi? Memelerinin çocukların ağzı ve erkeklerin ellerine ait olduğu şeklindeki varsayımı kabul etmişler miydi? Kadınların yeri tüm bu sayılan varsayımların içinde neresiydi? Kadın ne düşünmüş ve ne hissetmişti?"
3 sonraki yanıtı göster
Kaan okurunun profil resmi
Eline sağlık, bilgilendirici ve akıcı bir yazı olmuş.:)
Tengrigens okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kaan. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.