Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilmediğim çok şey öğrendim, NAK çok ünlü olduğu için ve kitap da çok basıldığı için bunları şimdiye kadar neden bilmiyordum diye çok şaşırdım. NAK’ın bakış açıları beni yine etkiledi. Arapçayı sonradan öğrenip dünyada öncülerinden olacak kadar ustalaşmasındaki başarı bir tarafa, Kuran’a bakışı çook büyük takdiri hak ediyor. Kelime ve gramer incelemelerinden yaptığı çok çıkarım olsa da asıl başarısı bence sahip olduğu bakış açısından ileri geliyor. Mesela Musa’nın koyun suladıktan sonra teşekkür beklememesi, dağda o kötü durumuna rağmen sahip olduğu nimetleri düşünüp şükretmesi çok etkileyici. Aslında hepimizin düşünebileceği ama nedense hiçbirimizin düşünmediği şeyler. Kuran okumaları yapmamıza rağmen duymamış olduğum bu tür çok güzel bakışları var. Mesela 19:4’te Zekeriya peygamberin sana dua etmekten hiçbir zaman mutsuz olmadım, sözünü o yaşına kadar kim bilir kaç kere çocuk istemiş olması gerektiği gerçeğiyle hiçbir zaman bağdaştırmamıştım çünkü kendimi peygamberin yerine hiç koymamışım. Bu kadar ortada ve büyük bir gerçeğin nasıl farkında olmam? Kurana bakışımızda çok büyük problemler var. Zekeriya peygamberin saçlarım tutuştu, bembeyaz oldu sözünü hiç anlamazdım mesela. Ali Bulaç ve Edip Yüksel yanmak kelimesiyle çevirmelerine rağmen dipnot koymayıp okuyucuyu anlamsız bir ifadeyle bırakmışlar. Deyim olduğunu duymuş ama anlamıyla karşılaşmamıştım. Kitapta açıklayınca aydınlandım: Kömür gibi siyah saçları yavaş yavaş yanarak zamanla kül gibi beyaz olmuş. Bu kadar kolay anlaşılabilen ve güzel bir benzetmeyi anlamaktan şimdiye kadar mahrum kalmışım. Yayınevine ise ayrıca bir eleştiri gerekiyor. Bir kere NAK’ın hiç giriş yazısı koymadığı kitabın başında bir Timaş’ın, bir de herhalde ondan önceki yayınevinin olmak üzere iki farklı kişinin tanıtımı var. NAK koymamışken onların da böyle bir şey yapmamaları gerektiğini düşünüyorum. O yazılardan sonra tahmin ettiğim gibi NAK mis gibi basitçe ama çok özlü ve anlamlı, tamamen amaca yönelik olarak konuşuyor. Bu da biraz Amerikan etkisi herhalde. Kitabın arka kapak yazısı da NAK’a ait değil, ondan hiçbir söz yok. Böyle olunca orijinalinde arka kapak ve girişe ne yazmış diye çok merak ettim. Ön kapak da aynı şekilde. NAK acaba orijinale öyle bir şey koydurmuş mu? Kitabın içindeki alıntı bölümlerini de sevmiyorum. Zaten okuduğum şeyi bir daha koymaları bence iyi olmuyor. Beğendiğim ve öyle çerçevelenmeye ve sonradan bir daha okunmaya layık yerlere bence ben karar vermeliyim. Hiç çizmeden okuyan okuyucu için iyi tabii, onlar da maalesef çoğunluğu oluşturduğu için onlara yönelik yapmış olmalılar. Kapaklarda yazanlar da öyle, ama ben de şikayet etme hakkına sahibim. Ayet çevirileri de diğer bir merak ettiğim konu. Bazı ayetlerin çevirilerine katılmıyorum, birçok yerde kolayca daha güzel çeviriler önerebilirim. Mesela aklımda kalan bir ayette Muhammed yazmıyor ama çeviride yazıyordu. Bunu NAK böyle çevirdiyse kınarım. Yayınevi NAK’ın çevirisini çevirmeyip başka yerden ayet çevirisi bulduysa daha kaba bir şekilde kınarım. Yine de kitabın çok faydalı olduğunu ve büyük bir kesime başarıyla hitap ettiğini söyleyerek bitireyim.
Dirilt Kalbini
Dirilt KalbiniNouman Ali Khan · Timaş Yayınları · 201710,3bin okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.