“Dünyada en güçlü kişi ölümü göze almış olandır.” Merhaba, ben geldim. Hüseyin Nihal Atsız’dan Bozkurtlar ile. İlk Atsız deneyimim, ülkemizin sosyo-kültürel durumuna baktığımızda Atsız okumak için biraz geç kalmış olabilirim. Okuma grubumuzda aldığımız karar olmasaydı Atsız’ı biraz daha ötelerdim diye düşünüyorum. Keşke daha önce okusaydım dediğim bir roman oldu Bozkurtlar. Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor olarak iki metin halinde basılan kitap son dönemde Bozkurtlar olarak aynı isimlerle iki bölüm tek kitap olarak basılmış. Bana iki kitabın tek kitapta toplanması doğru geldi, çünkü serüvene hemen devam etmek istiyorsunuz. Bilindiği üzere Türkolog ve tarihçi olan Atsız bu romanda Gök Türkler dönemini anlatıyor. Gök Türklerin Kür Şad ihtilaline geldiği süreci ve ihtilal sonrası bitti denilen Türk obalarının yeniden yükselmesini güzel bir kurgu altında toplamış. Kurgu o denli başarılı ki tarihle iç içe giden, Türk tarihinde unutulmaz kahramanları size bir roman kahramanı gibi sunan bir destan diyebilirim. Bozkurtlar 584 sayfadan oluşsa da akıcı bir dil ve hikâye kullanılmış. O kadar akıcı ki sanki bir yerden Cüneyt Arkın fırlayacak veya Kartal Tibet “atıl kurt” diyecek sanıyorsunuz. Şaka yapmıyor veya dalga geçmiyorum. İçinizi belki de hiç görmediğiniz -ki ben görmedim- bozkır özlemiyle dolduruyor, Asya’nın o sonsuz stepinde derin nefes almak istiyorsunuz. Anlatım o kadar kuvvetli ki savaş esnasında kılıç seslerini duyduğunuzu iddia edebilirsiniz. Tartışmasız Atsız’ın tarihçi olması kurguyu gerçekle harmanlamasında fazlasıyla destek olmuş. Bozkurtlarda tanıştığınız kahramanları muhakkak bir yerde okuduğunuzdan ve duyduğunuzdan emin olabilirsiniz. Bu kadar uzak bir coğrafyada asırlar önce yaşanan olayların bugün Anadolu da sizi etkilemesi, bazı bölümlerde tüylerinizi diken diken etmesi sadece ırksal bir bağdan kaynaklanamaz, bu konuda Atsız’a başarılı bir aktarıcı olmasının hakkını vermemiz gerekir. Teknik olarak dikkat ettiğim bir konuda yazarın romanda özellikle Türkçe kökenli kelimeler kullanmaya özen göstermesi, bir kez bir yerde kullanılan “avrat” kelimesi dışında didik didik okumama rağmen başka kökenli kelimeye rastlamadım diyebilirim. Bunu özellikle yaptığını ve Türkçülük ideolojisine bu eserde ne kadar bağlı olduğunu bu şekilde gösterdiğini düşünüyorum. Bu kadar akıcı, tarih ve serüvenlerle dolu romanda açıkçası biraz daha edebi derinlik beklerdim. En azından bazı bölümlerde olması bile beni tatmin ederdi. Türk diline ve tarihine bu kadar hakim bir yazardan edebi anlamda derinlik beklemem de çok yanlış sayılmaz sanırım. Kısacası, şöyle hem biraz tarih okuyayım hem de akıcı olsun derseniz, Bozkurtlar’ı tavsiye ederim. Ancak romanın özellikle lise son veya üniversite dönemlerinde okunmasının okur için daha yararlı olabileceğini düşünüyorum. Kitaplarla kalın. Sevgiler,

BozkurtlarHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202014,6bin okunma

·

141 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Huri Demirci