Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

555 syf.
10/10 puan verdi
DİRİLİŞ Tolstoy'un üç büyük romanından biri. 1899 yılında yayımlanan Diriliş'te Tolstoy, kiliseye ağır eleştirilerde bulunduğundan 1901 yılında kitabın ve Tolstoy'un Rus Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine neden olmuştur. Tolstoy eserlerinde tinsel konulara ağırlık vererek, bulunduğu dönemin toplumsal sorunlarını irdeleyen ve bu sorunlara ışık tutmuş bir yazardır. Dirilişte ise bu konular fazlasıyla hakimdir. Uykuda yaşarken, uyanma hali denilebilir buna. Ahlaki mutluluğa erişme arzusu, kilisenin eksiklikleri ve Rus toplumunun çürümüşlüğü anlatılmıştır kitapta. Öncelikle Diriliş'in ilham kaynağına değinecek olursam: Tolstoy'un evinde misafir olan hukukçu Anatolii Koni'nin kendi başından geçen bir hikayeyi anlatmasıdır. Savcı olarak görev yapan Koni'nin ofisine iyi giyimli, genç bir adam gelir. Ve Rozalia Oni adında bir hayat kadını hakkında Koni'den yardım ister. Hapishanede olan Rozalia ile evlenmek istiyordur. Ve kadında çok isteklidir bu evlilik için. Fakat savcı mutlu olamayacaklarını söyleyerek vazgeçirmeye çalışmıştır... (Devamı kitap hakkında ipucu sayılabilir.) Koni'nin hikayesi böyleydi. Tolstoy'un bir diğer hassas olduğu konu cinsellik ve kadın erkek ilişkileri değil midir Peki? O dönemde yazılmış Kroyçer Sonat'a da uygun düşmektedir bu konu. Her iki hikayede de kontrolsüz duyguların tehlikesi gözler önüne seriliyor. Sonrasında Tolstoy Koni'den bu hikayeyi kullanabilmek için izin istemiştir. Ve Savcı Koni'nin hikayeyi anlatmasından iki sene sonra aniden yazmaya başlamıştır Tolstoy. Bu hikaye sadece bir çıkış noktası olabilir. Ama Tolstoy bu sefer daha öfkeli ve çarpa çarpa dile getiriyor o dönem gördüklerini. Mahkemeye, devlet görevlilerine, ceza sistemine ve kiliseye ağır eleştirilerde bulunarak, sadece yargılananların suçlu olmadığını bu kararlarda etkili olanların da olayın içinde ve daha çirkin olduklarını dile getirmekte. ''Ağır çalışma koşullarının hasta ettiği, bozduğu; sarhoşluğun, ahlaksızlığın serseriliğe sürüklediği, sersemleştirdiği bu çocuk işsiz güçsüz sokaklarda dolaşırken akılsızlığından bir ambara girdi, hiç kimsenin işine yaramayacak iki üç yolluk kilim aşırdı diye bizler, bütün bu okumuş, zengin, geleceklerine güvenle bakan insanlar yakalamışız; onu bu duruma düşüren nedenleri ortadan kaldırmaya çalışacağımıza, bu çocuğu cezalandırmakla her şeyi düzeltebileceğimizi sanıyoruz.'' ''Suçlu saydığınız insanları birkaç yüzyıldır öldürüyorsunuz. Bitirebildiniz mi onları? Ne gezer! Üstelik çoğaldılar. Cezalarınızın iyice kötüleştirdiği suçlular doldurdu her yanı. Oturdukları yerde adam cezalandıran kendileri de suçlu yargıçlarınız, savcılarınız, sorgu yargıçlarınız, cezaevi yöneticileriniz de onlardandır aslında.'' Kitap Yekaterina Maslova (Katyuşa) adındaki bir hayat kadınının o gece birlikte olduğu adamı zehirleyerek öldürmesi ve parasını çalmış olduğu iddiasıyla bir mahkeme salonunda başlıyor. Prens Dmitri İvanoviç Neflüdof ise bu davada jüri üyesidir. Yıllar sonra Katyuşa'yı bir mahkeme salonunda görüp hatırlamasıyla Neflüdof'un dirilişi başlamaktadır. Neflüdof yıllar önce halalarının evinde bu hizmetçi kızı iğfal ettiği için bu kötü hayata ve cezaevine kendi yüzünden düştüğüne inanarak derin bir vicdan azabıyla sarsılır. Ve bu uyanışla birlikte tüm çaba ve vaktini Katyuşa için sarfetmeye hazırdır. Nereye giderse gitsin hangi cezayı alırsa alsın peşinden gitmeye razıdır. Ve evlenmek istediğini her fırsatta dile getirmektedir. Neflüdof'un zengin ve saygın yaşamını böylesine değiştiren sadece Katyuşa değildir elbet. Bu ahlaki ruhsal dirilişte birçok suçlu ondan yardım beklemektedir. Fakat Neflüdof'un varoluşsal duruşu, ahlaksız hale gelmiş bir toplum karşısında dürüst olma ve doğru yolu bulma çabaları epey sancılı geçecektir. ''Bu çeşit uyanmalardan sonra yaşayışına bir daha hiç ayrılmamaya kararlı olduğu bir yön verirdi. Günlük tutmaya başlardı. Ömrünün sonuna dek süreceğini umduğu yepyeni bir yaşam olurdu bu. Ama dünya nimetleri her keresinde avlardı onu. Kendi de farkında olmadan gene düşerdi. Üstelik bir öncekinden daha kötü bir düşüş olurdu bu.'' Kafasındaki sorulara sürekli yanıt arayan Neflüdof, Katyuşa'nın bu halinden artık tümüyle kendini sorumlu tutmaktadır. Ve Neflüdof şöyle düşünür: ''İki gülümsemede de aynı anlam vardı. Yalnız tek ayrılık var aralarında. Bu açık açık, 'Bana gereksinimin varsa al beni. Yoksa çek arabanı,' diyor. Ötekiyse bunları düşünmüyormuş, birtakım soylu duyguları varmış gibi göz boyamaya çalışıyor. Numara yapıyor. Oysa ikisinin de hamuru aynı. Bu hiç değilse yapmacık değil. Öteki yalancı. Dahası var, bunu yoksulluk düşürdü bu duruma; oysa öteki bu hoş, iğrenç, korkunç tutkuyla oynuyor, eğleniyor.'' Kitapta Rus toplumu anlatılsa da 'evrensel' konuların yer aldığını düşünüyorum. Resmi batıl inançlara karşı çıkmak, ceza sistemi, soylu ya da aşağı sınıf olmak, köylü, toprak sahibi, devrimciler, siyasi suçlular, kadın erkek, aşk, vicdani duygular... Ve daha fazlası. Kitabın Suç ve Ceza'yı ya da Ölüler Evinden Anılar'ı hatırlatacağını düşünüyorum yer yer. Ben Tolstoy'un vicdani duyguları böylesine açık ve net anlatmasından çok etkilendim. Tolstoy'un yaşamının son yıllarında din konularına ağırlık vererek, kilisenin batıl inançlarını ayıklayarak geçirdiğini düşününce kitabın sonu her ne kadar eleştiriye açık olsa da belki Tolstoy'a göre böyle bitmesi gerekiyordu. Onun tek amacı Katyuşa Ve Neflüdof'un hikayesini anlatmak değildi çünkü. Bir vicdan muhasebesiydi. Kitabı baştan sona, sadece Katyuşa ile Neflüdof'a ne olacak diye merak edip okuyanların az da olsa hüsrana uğrayacağını düşünüyorum. Kimsenin tümüyle suçsuz ve masum olmadığını dile getiren, insan olmanın önemine dikkat çeken Tolstoy'un bu eseri okunmalı bence. Tavsiye ederim. Kitap hakkında bahsedilecek çok konu var. Aynı cümleler ile tekrara düşmek istemem. Son olarak: İyi ki böyle eserler var diyorum! Var ki; hatırlattığı başka değerli eserleri tekrar tekrar okutturma arzusu hissettiriyor insana... Keyifli okumalar dilerim.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
··
2.317 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Elinize sağlık, son zamanlarda harika incelemer okuyoruz.
Yasemin okurunun profil resmi
Teşekkürler Muzaffer Bey sağ olun.
Seyid Ahmet GÜLTEKİN okurunun profil resmi
Güzel ve detaylı inceleme çok teşekkür ederim, kaleminize ve yüreğinize sağlık Yasemin Hanım. Selam ile...
Yasemin okurunun profil resmi
Asıl ben teşekkür ederim Seyid Bey. Tolstoy'un bu eleştirel eseri için, tam olarak toparlayamasam da yazmaya çalıştım.
Seyid Ahmet GÜLTEKİN okurunun profil resmi
Kendinize haksızlık etmeyin lütfen, gayet güzel ve başarılı olmuş, bekliyoruz yenilerini inşallah...
Yasemin okurunun profil resmi
Güzel düşünceleriniz için sağ olun Seyid Bey. Siz ve buradaki diğer güzel okuyucuların paylaşımlarını ben de büyük bir zevkle okuyorum.
Ebru Orhan okurunun profil resmi
Muhteşem bir inceleme ve aktarım tebrikler
Yasemin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, keyifli okumalar.
İrfan Öz okurunun profil resmi
İncelemeniz gerçekten çok güzel. Emeginize sağlık...
Bu yorum görüntülenemiyor
Ofaero okurunun profil resmi
Mutlu son olsaydı iyiydi ancak orada da mutlu sonun hızlı bir şekilde olamayacağını anlatıyor sanırım.Hukuk, vicdan muhasebesi, toplumun dönüştürülmesi mutlu sonunun.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.