Gerçek hayat hikayesi değil; hikayelerinden derlenmiş bir kitap. Beşir Hairi ve Dalia Eşkenazi'nin hayat hikayeleri ile Filistin meselesinin tamamına bakış. Bakış ama nasıl bakış. Bir Arap bir yahudi ve Ortadoğu'nun kalbi Kudüs. Kitaptan gözlemlemelerim; Yahudiler, Yavuz Sultan Selim Han ın Cadiz limanından 3000 yahudi yi İspanyadaki soykırımdan kurtarıp Osmanlı topraklarına getirdiğini unutuyor. Bulgaristan "biz Osmanlı buyunduruğundan çıkıyoruz, bağımsızlığımızı ilan ediyoruz" dediğinde Bulgarlarla iş birliği yapıyorlar ve kendilerine yaşam hakkı veren 4 asırdır ekmeğini yedikleri Osmanlı ya ihanet ediyorlar. İhanetin bedelini naziler döneminde ödüyorlar. Bulgaristan yönetimi nazilere yakınlaşıyor. Yahudiler katliama sürülüyor. Sen misin Osmanlı ya ihanet eden. Bu noktada theodor herzl diye bi adam çıkıyor. Ve ne demişler "nerede kan varsa oradan bir İngiliz geçmiştir." Siyonizm başlıyor. Filistin, Osmanlı idaresindeyken ve Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra zaten Arap ve yahudilerin birlikte yaşadığı topraklar. Arap nüfusu daha fazla. Ama sonuçta içli dışlı yaşanıyor. Komşuluk hukuku ve aynı toprakların evladı olma kavramı var. Bu noktada İKİ YÜZLÜ ABD ve İKİ YÜZLÜ BM her zaman ki gibi devrede. Bu coğrafya da komşuluk hukukunu ve aynı toprakların insanları olma kavramını öldürüyorlar. Bu İKİ YÜZLÜ ABD ve İKİ YÜZLÜ BM burada bir israil devleti öngörürken Filistin i göz ardı ediyorlar. Oysa ki orada bir devlet kurulacaksa; bu yahudiler den daha çok orada asırlardır var olan Filistinlilerin hakkıdır. Ancak ABD ve BM çifte standartlara taa o zamanlar başlamış. Filistin topraklarının kaybedilmesinde en büyük etken komşu Arap ülkelerin anlaşmazlıkları, kardeşçe geçinememeleri, kendi Arap komşularına ihaneti ve aç gözlülüğü. Herkes Filistin topraklarından pay almak derdinde. Eski Ürdün kralı'nın gizlice İsrail ile görüşmesi ve batı şeria yı talep etmesi buna bir örnek. Zaten işgal ve sömürge altında olan ortadoğunun liderleri elleri mahkum ve hareket kabiliyetleri zayıf. Çoğu lider zaten İngilizlerle el ele tahtına çıkmıştır. Bugün bu zulme sessiz kalmak müslümanların eksikliği olabilir. Evet Kudüs bizim ve biz sessiz kalıyorsak bu ayıp bizim. Ancak yüzlerce sivil masum insan ve hatta bebekler öldürülürken, inşaat enkazı altına terkedilen insanlar varken bu ayıp sadece müslümanların diyemeyiz. Bu insan olamama ayıbı ömrü boyunca ABD ve BM, ve de sessiz kalan tüm dünya insanlarına/ülkelerine silinmez kara bir lekedir. Gün olur devran döner sıra ABD ve BM ülkelerine sessiz kalan ülkelere de gelir. Sustukları yerlerden vurulurlar elbet. Bu karanlık devlet oyunlarından daha ziyade ise bir kez daha görüyoruz ki savaş kötüdür. İsrail de çok iyi biliyor ki savaşa sebep olan kendileri. O topraklara zorla yerleşti ve bu zorbalığın bir bedeli olacaktı. Boşuna demesinler Filistin'e buraya canlı bombalar geldi devlet güvenliği bilmem ne. Ellerinde tankı uçağı tüfeği topu olmayan Filistin halkı ne yapabilirdi ki. Masum insanların ölmesi hangi dinden olursa olsun elbette kötüdür. Ama bunu başlatan o topraklara zorla yerleşendir. Zorla yerleşip sivil katliamı başlatandır.

Limon AğacıSandy Tolan · Pegasus Yayıncılık · 20196,5bin okunma

·

157 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

u اُغُرْ بُوزْتَكِىنْ