‘‘Bir söz vardır, yeşil dağlar olduğu sürece yakacak odun için endişelenmeye gerek yoktur.’’ Sf. 180 Eserin içerisinde yer alan onca söylenmiş güzel söz varken seçmiş olduğum cümle –benim için- çaresizliğin timsali olan bu romanda belki de en açık çaresizlik sözüydü. Nitekim yeşil dağların ağaçlarını alaşağı edebilmek için her zaman insana ve insanlara ihtiyaç vardır. Yu Hua, Yaşamak adlı eserinde yaşamaktan ve yaşayabilmekten ziyade ölüme direnen insanların hikâyelerini konu alıyor. Nereye ve ne zamana kadar ölüme direnebilir insanlar? Bu da Yu Hua’nın tepeden en dibe kolayca çakılabilecek olduğumuz gerçeğini acımasız bir hikâyeyle önümüze seriyor. Birinin doğumu, diğerinin ölümüyle; bir başkasının mutluluğuysa ötekinin pişmanlığıyla süsleniyor. Adalet, zenginlik ve yoksulluk üçgeninde seyir bulan bir hikâye beklerken, yoksulluğun avcunda ölümü bile kolayca kabulleniyor olmanın mecburiyetinde buluyoruz kendimizi. Üstelik bize bunları anlatan bir eserin adı ‘‘yaşamak’’ olunca ironiyi çok sonrasında fark edebiliyoruz. Empati duygumuzun alev alev körüklendiği, ‘gördün mü şimdi düşmenin türlü gerçeğini’ dedikten sonra ‘oh’ çektiğimiz ve ‘beter olsun’ dediğimiz bir karakterin kaderini, ilmek ilmek kaybedişini ve en başta içimizdeki yağların rahatça eridiği hikâye, bir anda bizim kaderimiz oluveriyor. Zira Yu Hua, her ne kadar yaşamak dese de ölümlerin ardı ardına geldiği bu hikâyede kaybeden tarafın bizden yani insanlıktan başka kimsenin olmadığını üzerine basa basa anlatıyor. Yoksulluğu ve kaybetmeyi görebilmek için dönemsel çıkarımlara, tarihî bilgilere ihtiyaç duymanıza gerek yok. Bu ‘yaşamak’ savaşını, insanlığın her evresinde görmeniz kaçınılmaz bir gerçektir. Buna bazen birileri bazense kendimiz neden oluruz. Fugui adlı başkarakterimiz de bu iki gerçeğin ilkini kendi inşaa ediyor ve ardından kaderinin ona getirdikleriyle yaşamayı öğreniyor. Yalın ve süssüz bir anlatımla, dolaysız ve zoraki tamlamaların olmadığı bir dille eseri bizlere çeviren Bahar Kılıç, belki de zor dillerden biri olan Çince bir eseri, elinden geldiğinin fazlasıyla bize kazandırmış. Edebiyatın her zaman canlı ve dolaylı bir dille yapılmadığını, odak noktanın hikâyenin kendisi olduğu ‘Yaşamak’ adlı eser, kendini samimi bir hareketle bizi gösteriyor.

YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201634,4bin okunma

··

82 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ferdi Yaman