İncelemeye geçmeden önce kanaat notumuzu verelim: Harika bir kitap. Öncelikle, hangi niyetle okuduğumu yazayım: Biliyorsunuz Türkiye'de, hepimizin dilinde pelesenk olmuş bir kavram vardır; "eğitim" kavramı. İyi de "eğitim"den ne anlıyoruz? Mesela benim eğitimden anladığım şey ile başka bir vatandaşın eğitimden kastettiği şey aynı şey mi? Mesela, sağcı birinin eğitimden anladığı şey ile solcu birinin eğitimden anladığı şey nedir? Şurası açık ki: Türkiye'de vatandaş sayısı kadar "eğitim" tanımı bulunabilir çünkü herkesin eğitimden anladığı şey farklıdır. İşte ben, bu tanım enflasyonundan dolayı, bu tanım karmaşasından dolayı bu kitabı okumaya karar verdim.
Kafamda üç temel soru vardı: (1) Dünyadaki uygarlıklar eğitim kavramından ne anlıyordu? Mesela Batı Avrupa kültürlerinin eğitime bakış açısı ile, İslam medeniyetlerinin eğitime bakış açısında nasıl bir fark vardı? (2) Eğitim kavramından ne anlamalıydık? Bu kavrama öğretmen-öğrenci ilişkisi üzerinden nasıl yaklaşmalıydık? (3) Ve Türkiye'deki siyasal ideolojileri aşabilen veya çeşitli kültürleri aşabilen ortak bir eğitim standardı kurmak mümkün müydü?
İşte bu sorulara yanıt bulmak için bu kitabı okudum. Ve kafamda eğitime dair, üç aşağı beş yukarı net bir fotoğraf çıktı. Bu sorulara yanıt bulabildim. Felsefe profesörü Ahmet Cevizci hoca, açıklayıcı bir anlatım türü kullanmış olup, bu kitabı sade bir akademik dil ile yazmıştır. Ayrıca referans kaynağı niteliğinde olan bir kitaptır. Özetle, 10/10 veriyorum. Eğitim felsefesine merak edenlerin okumasını tavsiye ederim.