Babalarının kitap dükkanı var sanırım, gördüğü her kült kitabı eve doldurup fotoğrafını çekiyorlar. Kitapların hepsi de gıcır gıcır, ne hikmetse hiç açılmamış, hiç okunmamış gibi.
Getir eve, koy beyaz zemin üzerine, sağına çiçek, soluna kahve, etrafa üç beş zımbırtı, çek fotoğrafı, sal dünyaya.
Normal bünyenin bir haftada bitiremeyeceği kitabı bir günde bitirmiş, üzerine aynı yoğunluk ve derinlikte peş peşe kitaplar okumuş gibi yapmaya modern psikolojide bir isim lazım.
Okumuş gibi yaptığı eserlerin içeriğinden öyle habersizler ki James Joyce'a başlamak için Ulysses'in doğru seçim olduğunu belirtebiliyorlar.
İşte ben böyle böyle bir bok sanıldım. “Arkadaşlar az haddimizi bilelim, geri duralım az” derken “Siz bir bok bilmiyorsunuz, ben biliyorum” zannı oluştu.
Ben biliyorum, doğru. Haddimi çok iyi biliyorum. Bir kitabı paylaşırken otuz kere düşünüyorum. İnsanlar okuduklarını paylaş dediklerinde bin dereden su getiriyorum. Her kolumu sıvadığımı öyle bir ciddiye alışım var ki sanırsın bu şekilde dünyayı kurtaracağım.
Beyaz zeminler öpsün sizi.
Nasıl bir rüyanın içindesiniz… 🐬
··
2.342 görüntüleme
Nasıl olduğunun bir önemi yok, zengin dursun yeter.Bu tarz şeyler hep insanların aşağılık komplekslerini örtme çabaları. Konu kitap olur, başka bir şey olur farketmez.Acınası gövde gösterileri.
Çağımızın adı “Mış Gibi Çağı”. O yüzden artık her şey çok olağan geliyor bana.
Çünkü görüntü herşeydir. Bu bir kültür(-) olmuş ne yazık ki. Tv ya da internet ortamında belirli düzeydeki insanlar dahil fon tercihini kitaplıktan yana kullanıyor. Bu durum 'ben bunlara hakimim' i karşılıyor zannımca. Ben renk dizilimine bakıyorum çokça, HAY Klasik dizisinden oluşan yahut herhangi bir kurmaca seriden ibaret olan süs kitaplıklarının sahiplerini kayda değer bulmuyorum. Bir lider figürüne yaslanılmayı da aynı şekilde. Ülkemizde yeni yeni okumaya çalışan bir kitle kitapları öğrenmekten çok kültürlü görünmek için kullandığı, yani tamamen kitapları kullandığı için aslında ne kadar üzücü bir hâl içinde olduklarının farkında değiller. Hep aynı çizgide okuyan ürkek okurların da güvenli kitaplıklarına şeytan kitaplar eklemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Kitaplık çok önemli değil ezcümle. Yıllarca kütüphanelerden faydalanıp yüzlerce kitap okumuş ve matbu çok az kitaba sahip insanlar tanıyorum ki burayı gördüklerinde gülüp kaçmışlardı.
Ve en önemlisi amaç öğrenmekse kitap tek araç olmamalı. Dolu kitaplıklara sahip olup içi boş kafalarla konuşunca Munch'ın tabloları gibi huharlaşıyor herşey. Birkaç gerçek entelektüelin kitaplık fonu dışında bağışlanaları yok.
Benim çelişkimse yeni bir kitabın heyecanını paylaşmak istemem oluyor sadece. Bunu da bir avuç insanla paylaşmayı seviyorum, kınanmayı göze alarak. :)
Ağzın bal yesin! Ne güzel özetledin, bir bir katılıyorum, üstüne söylenecek söz yok. :)
4 sonraki yanıtı göster
James Joyce klasiklerin kule kule dizilişini görse yazmadan intihar ederdi. :)
Okumadığı kitapları peş peşe ekleyenler, konuşmaya başladıklarında okumadıklarını bizzat belli ederler. Zira o kadar kitabı okumuş olup da, dile ve düşünceye yansıtamamak mümkün değildir. Okuru aptal yerine koyduğunu zannedip aslında kendi aptallığının farkında olmayan gösterişçi profiller bunlar.
Ahahaha! İnsanlarımızın görüntüye değil içeriğe ve içerikteki ilme önem vermeleri dileğiyle musmutlu günler Demet 😂
Bende mutlu gün olmaz yanlışlık olmasın 😁🐬🐒
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.