"Sen böyle kitap yazmayı nerden öğrendin?" Diye sorasım geldi. Ama biliyoruz ki yazdığı türün ilk örneğini kendi verdi. Pekâla kimseden öğrenmediği kanısına varıyoruz:) Yine de okurken kendimizi 1900'lü yıllarda bu kadar mükemmel ve hayal gücünü zorlayacak şekilde olayları bağlamış olma hayretinden alamıyoruz.
Zamanın belirsiz, mekânların ve Aynalı Baba dışındaki karakterlerin farklı uluslara mâl olmuş ütopikler olduğunu anlıyoruz. Anlıyoruz anlamasına çünkü bazı bilinmeyenler için dipnotlar düşülmüş.
Burdan da anlaşılacağı üzere yazarımız hiç de üstünkörü ve oyalanacak bilgilere sahip biri değil. Değişik inançları ve felsefi düşünceleri ortak bir potada eritek farklı bir lezzetin sunumuyla zamanüstü bir nevi astral seyahat ile ana karakter Raci ile rüyalar alemine konuk oluyoruz.
Didaktik içerikli şiirlerle hem merakımızı perçinleyen bir öykü okuyor hem de mısralarda ney dinletisi yapıyor gibi hissedebilirsiniz.
Hayatta olmasa da Raci gibi rüyalarımda sohbet etmeyi isterdim bu hayal gücüne sahip yazarla.