Gönderi

Otobüs yolculuğu!
...arabaya binerken yarım yamalak görülmüş yabancı bir genç kadının yanında, kim göz kırpmadan bir gece geçirmemiştir? Hele sabah olunca, çıngırakların aralıksız çınlamasından ve camların tangır tangır sarsılmasından kulaklar sağır ve kafa sersemken güzel yol arkadaşının dağınık saçları arasında gözlerini açtığını, çevresine bakındığını, ince parmaklarının ucuyla saçlarını düzelttiğini, başına çeki düzen verdiğini, becerikli bir elle korsasının kayıp kaymadığına, ceketinin doğru durup durmadığına, etekliğinin çok buruşup buruşmadığına baktığını görmek ne kadar hoştur! O, soğuk ve meraklı bir göz atışıyla bir kez size de bakar. Sonra bir köşeye kurulur ve artık görünümden başka bir şeyle ilgilenmiyor gibidir. İstemeden boyuna onu gözetler, boyuna onu düşünürsünüz. Kimdir? Nereden gelir? Nereye gider? Yine istemeden kafanızda küçük bir roman tasarlarsınız. Kadın güzeldir; cana yakına da benzer! Sahibi için ne mutluluk! Onun yanında geçirilen yaşamın herhalde tadına doyum olmaz. Kim bilir? Belki de yüreğimize, düşlerimize, yapımıza denk gelecek kadın, işte buydu. Sonra onu bir yazlık evinin tahta parmaklığı önünde iniyor görünce duyulan gönül darlığı da ne tatlıdır! Orada onu iki çocuk ve iki dadıyla bekleyen bir adam vardır. Onu kucaklayıp öperek yere indirir. O da eğilir, kendisine el uzatan yavruları alır, sevecenlikle okşar. Sonra dadılar, arabacının arabanın tepesinden attığı paketleri toplarken hepsi de bir bahçe yolunda uzaklaşırlar. Hoşça kal! Bu, bu kadar işte! Artık ona raslanacak değildir. Geceyi yanınızda geçiren genç kadın bütün bütün gitti! Onunla hiç konuşmamıştınız; kendisini bir daha görseniz de tanıyacağınız bile kuşkulu. Bununla birlikte ayrılış, yine de biraz üzüntü veriyor. Hoşça kal! Bende böyle kimi şen, kimi üzüntülü, çok yol hatırası vardır.
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.