"Altı yaşında olmalıydım, Ankara'da
Kavaklıdere'den aşağı doğru iniyoruz bir
gün babamla el ele. Yol boyunca dikili
ağaçlar çiçeğe durmuş. Ben fışkıran
dallardan çiçekleri koparmak istedim.
'Koparma,' dedi. 'Neden? Çok güzeller,
eve götürür vazoya koyarız.' 'Ben güzel
diye saçlarını koparıyor muyum?' 'Hayır,
çünkü saçımı koparırsan canım acır.'
'Dalların da canı var. Onların da canı acır.'
'Ama onlar ağaç baba! 'Allah'ın yarattığı
her şeyde can var kızım. Çiçekte, dalda,
böcekte! Bunu bil ve sakın bilerek can
yakma, gereksiz yere dalları kırma,
karıncayı bile incitme.'"