Gönderi

705 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dostoyevski edebiyat alanında büyük bir deha olmasına rağmen, toplumsal ve siyasal düşünceleri son derece tutarsız, tutucu bir yazardır. Kendisi manevi babası olarak adlandırdığı Rus çarının sıkı bir hayranı, Ortodoksluğa ve Slavlığa aşırı tutkulu, yaşadığı devrim öncesi Rusya'da aydınları ve öğrencileri etkileyen Marksizm, Anarşizm gibi kitle ideolojilerine, Nihilizm gibi ahlakı reddeden ideolojilere tamamiyle karşı, Karamazov Kardeşler'i yazmadan önce Nihilistlere büyük bir ders vereceğini söyleyen sıkı bir ahlakçıydı. Dostoyevski insan ruhunun derinliklerini, modernizmin yarattığı sorunları önceden gören büyük bir yazardı. Kahramanlarının bir çoğu, bir düşünceyi, ideolojiyi temsil eden, evrensel ülkülerin peşinden koşan karakterler değildir. Tersine iç güdüleri ve takıntılarıyla ile hareket eden, kendi dünyasında yaşayan, dışlanmış, yanlız, umutsuz ve her zaman kaybetmeye mahküm karakterlerdir. Sürekli bir tren istasyonunda bekleyen ve istasyona gelen hiçbir trene binmeyen karakterlerdir. Bu karakterler sosyalleşmeye, dış dünyayla ilişki kurmaya çalıştığı ölçüde toplum tarafından dışlanır ve kendi iç dünyalarına geri itilirler (Yeraltından Notlar). Gerçeklik Dostoyevski karakterlerinin kafasında kurguladığı ve kendisinin yaşadığı bir kurmacadır. (Yeraltından Notlar'da ve Beyaz Geceler'de yaşanan her şeyin, kahramanın kafasında geçtiği ve gerçekleşmediğine yönelik bir çok eleştiri yazısı var) Dostoyevski'nin yapıtlarında kahramanlar sürekli başarısızlıktan, hastalıktan ve hayattan korkarlar ve hayattan çok ölüme yakındırlar. Bu temalar varoluşçuların en çok sorunsallaştırdığı konular olduğu için, Dostoyevski bir çok eleştirmen tarafından "Hristiyan Varoluşçu" yazar olarak adlandırılır. O yüzden Yeraltından Notlar'ın Nietzsche'nin baş ucu kitaplarından birisi olmamasına şaşırmamak lazım. Dostoyevski inançlı bir Hristiyandı. Hristiyan inancına göre herkes doğuştan suçlu olduğu ve vaftizle günahlarından arındırıldığı için hayatı boyunca bu suçluluk düşüncesini üzerinden atamamış, Karamazov Kardeşler'de belirttiği gibi bir dönem manastıra dahi kapanmıştır. Bunda kronik bir sara hastası olması ve onun yarattığı tuhaf duygu durumunu da eklemek lazım. Aslında Dostoyevski gençliğinde Rusya'da etkili olan devrimci düşüncelerden etkilenmiş ve devrimci bir gruba katılmıştı ama Çar tarafından yakalanıp ölüme mahkum edilmiş ve tam infaz edileceği sırada Çar onu affetmiş ve cezasını çekmek için Sibirya'ya sürülmüştü. Ama bu olay Dostoyevski'nin devrimci-sosyalist düşüncelerden uzaklaşıp muhafazakarlığa ve mistizime kaymasına neden olacaktır. Suç ve Ceza'ya gelince, acaba Dünya Edebiyatı'nın bu baş yapıtının Dostoyevski'nin kumar borcu yüzünden yazıldığını kaç kişi bilir? Dostoyevski kumar oynamak için yayın evinden borç para alır ve karşılık olarak onlara roman yazacağını söyler. Çünkü beş kuruş parası yoktur. Tüm parasını kumarda kaybedince oturup Suç ve Ceza'yı yazar. Hayat işte :) Dostoyevski büyük bir Balzac hayranıydı. Balzac'ın Goriot Baba'sını Rusça'dan çevirmiştir. Bir çok eleştirmen Raskolnikov'u çağının Rastignac'ı (Goriot Bab'daki baş karakter) olarak tabir ederi. Dostoyevski, hayranı olduğu Balzac'ın Goriot Baba daki kahramanların, para karşılığı birisini zevk için öldürüp öldürmeyeceği tartışmasını, Suç ve Ceza'da merkeze koyar. Suç ve Ceza'da Raskolnikov'un hiç bir plan yapmadan işlediği tefeci cinayetinden sonra, işlediği suçu nasıl karşıladığı işlenir. Raskolnikov tefeciyi öldürdükten sonra, üzerinde artan ahlaki baskıyı kaldıramaz ve cinayeti işlediği yere geri dönerek olayın baş şüphelisi konumuna düşer. Çünkü Dostoyevski'ye göre insanı yargılayan en büyük merci, mahkeme değil, insanın vicdanıdır.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022161,2bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.