Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

180 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Son kalan
*Bu inceleme biraz da hatırlanan anıların notudur.. Kitap genel olarak Girit tarihindeki islamlaşma sürecini ve bu sürece Türklerin etkilerini ve sonuçlarını anlatıyor. Verilen bilgilere dayanarak, Girit tarihinde İslam etkileri Abbasiler dönemine kadar gitse de bunun sosyal bir değişime konu olması adaya Türklerin ayak basması ile başlar diyebiliriz. Ayrıca, Girit'in bir Türk yurdu haline gelmesinin ise adanın fethinden (1669) çok daha önce, Hoca Ahmet Yesevi gibi Horasan'lı Pîr'lerin öğretileri ile yetişen öncü fikir ve tasavvuf erkanı erenlerin Anadolu'ya ulaşmalarından hemen sonra 12 ve 13. y.y.larda, Horasan merkezli misyonla başladığını, sonrasında, tıpkı Balkanlar'da ve Avrupa'nın içlerinde olduğu gibi fütuhat öncesi yerli toplumun nabzını ve vicdanını hazırlayarak bölgeyi Türkleştirme/İslamlaştırma hareketini, kitabımıza da konu olan tasavvuf merkezleri ve göç politikası ile birlikte uygulayan Osmanlılarla sürdüğünü görürüz. Bu sürece dair belge ve resimlerle desteklenen bilgiler de kitabın ana temasını oluşturmuş. Tasavvuf üzerine bir çok araştırma yapıp, biyografik eserler de yazan Prof. Dr. Selami Şimsek Girit'i ele aldığı kitapta adada faaliyet gösteren başta Bedreddinilik, Bektâşîlik, Halvetilik, Mevlevilik gibi bir çok tarikat pîrinin hayat hikayesini, adadaki sosyolojik değişime katkılarını, tarihsel süreçte yüzyıllar süren emeklerle kök saldıkları adadan mübadele şartları gereği Anadolu'ya zorunlu göçlerini ve böylelikle kaybolan bir kültürün hâlâ ayakta kalan son kalıntılarını biraz da hüzünle izleyeceğiniz bir araştırma ile incelemiş.. Kitap, dergâhlar, şeyh isimleri ve hayat hikayeleri ile biraz fazla detaycı duruyorsa da ( konusu tam da bu aslında) genel olarak adadaki Türk kültür varlığını hazırlayan ve sonrasında ortadan kaldıran şartları da satır aralarında vermesi bakımından değerli buldum. Ayrıca adanın fethinden çok önceleri başlayan ve Girit'in Hristiyan halkıyla kurulan mistik ilişkiler neticesinde oluşan sosyal ve entelektüel seviyenin, bir mirasın, Türklerin adayı terki ile yavaş yavaş yok olmasının bir tanığı olmak da kendi adıma hüzün verici.. Tanığı olmaktan kastım, kitabı okuma ve bilgilenmekten çok, bir ara Girit'te bulunma şansımla ilgili, ki kitabı görür görmez raftan almam da tam bu yüzden; bir tarihte karışık hislerle izlediğim kıyıların ve adadaki belli başlı yerlerin bende bıraktığı hissi tazeleme ihtimali... Hanya'nın her yönüyle Osmanlı ve Türk izleri taşıyan kalesinin çevresinde cami ya da medreseden çevrilme olduğu belli yapı ve evlerle dolu dar ve karmaşık sokaklı çarşısında yanımızdan Türkçe konuşarak geçerken, onların da bizim farkımıza varmalarına rağmen konuşma şansı bulamadan arkalarından baka kaldığımız, yerli oldukları besbelli, -sonradan, bir şekilde mübadele dışında kalmış olduklarını düşündüğümüz- günlük pazarlarını yapan ata yadigarı bir kaç Türk kadınına selam verememenin ukdesi (hâlâ) dururken, başka bir gün, mübadeleden sonra ülkemizden (Bafra'dan) Yunanistan'a göçen bir Rum'un, adının Eftim olduğunu söyleyen ve -dede evinde Türkçe de konuşulduğu için- dilimizi az çok Karadeniz aksanıyla da olsa konuşabilen torunuyla bir müddet konuşup şakalaşma fırsatının o an bizlerde karşılıklı bıraktığı ve biraz da 'keşkelerle' dolu tuhaf tesirini tazeleme ihtimaliydi bu kitapta aradığım. İki kuşak öncesinin yadigârı birbirine yabancı iki farklı insanının halâ 'Türkçe'de buluşabiliyor olmasının ve mübadelede yaşanan travmalara rağmen ortak nostaljik aidiyetin eski izlerini arayıp, neleri kaybettiğimizin farkında olmanın yüklediği ağırlık kadar, atalarımızın geçmişte neleri başarabildiklerini görmenin verdiği gururu yeniden yaşamak, Ve üstünde attığım her adımın üzerinde hakkı olan erenlerin ruhunu hissede hissede saygıyla yürüdüğüm yerlerin eski sahiplerinin emeklerini yad etmek güzeldi. Girit.. Fethedilmesi öncü erenlerce yüzyıllar öncesinden başlayan ve 25 yıl süren askerî kuşatmalarla karış karış ilerleyip, uzun savaşlar sonunda nihayet Kandiye Kalesinin zaptının da tamamlanmasıyla bilfiil 250 yıl kadar sürecek Osmanlı idaresine geçmiş, elden çıkması, devletin zayıflaması sonucu sahipsizliğin, terkedilmişliğin hazin sonuçlarından birine daha örnek olan eski bir vatan toprağıdır. Tarih ve kültürel miras meraklıları için önemli ve okunası bir kitap. *Benim beklentim ise kişiseldi, ve anlatmadan geçemedim, affınıza sığınarak.. _II_ Keyifle kalınız..
Dünden Bugüne Girit'te Türk Tasavvuf Kültürü
Dünden Bugüne Girit'te Türk Tasavvuf KültürüSelami Şimşek · Doğu Kitabevi · 20142 okunma
··1 alıntı·
504 görüntüleme
süheyla çandıroğlu okurunun profil resmi
İyi ki anlattınız 👏👏 ne de güzel yazmışsınız, ellerinize sağlık 🙏🤗
merih okurunun profil resmi
😅Teşekkür ederim 🙏📚
꧁Funda Usta꧂ okurunun profil resmi
İncelemenizi kişiselleştirmiş olmanız ayrı bir hava katmış. Kaleminize sağlık, bende okuyacağım...🙏📖✍🏻👏🏻
merih okurunun profil resmi
Yazmaya karar verince duygusal bir zorunluluk da oluştu, zorlandım ama..🤷 Teşekkür ederim, keyifli okumalar..☺️ 📚
SADIK BAYDERE okurunun profil resmi
Hissederek kaleme alınmış bu güzel inceleme için teşekkürler. Yüreğinize sağlık...
merih okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Sadık bey, saygılar 🙏☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.