Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Pekala.. Üzgünüm ama bu sefer biraz yereceğim Marquez'i. Çünkü Marquez bu değil. Marquez, en esrarengiz, en olmayacak durumları ve en enteresan olayları okuyucusuna çok doğal bir olay veya durummuş gibi okutan bir yazar. En, en müthiş örneği Yüzyıllık Yalnızlık'ta olduğu gibi, Kırmızı Pazartesi, Aşk ve Öbür Cinler kitabında da görürüz bu yeteneğini. Ama Albay'a Mektup Yok kitabı ve bu kitap olmak üzere okuduğum uzun öyküler bence Marquez'i temsil etmiyor. Dil ve anlatımıyla, evet Marquez ama içerik olarak Marquez diyemeyeceğim kadar durağan konulara değiniyor. Şöyle bir detay var ki, Macondo kasabası ilk defa bu kitapta ortaya çıkıyor. Bu durum beni şu soruyu düşünmeye itti: Acaba Macondo'nun temelini atmak için mi yazdı bu kitabı? Çünkü Macondo Yüzyıllık Yalnızlık kitabı için büyük bir değer taşıyor. Ve ben, Marquez'in Yaprak Fırtınası kitabını yazarken, kafasında Yüzyıllık Yalnızlık esintilerinin dolandığını yoğun bir şekilde hissettim. Kitaba gelecek olursak, Antigone oyunundan bir alıntı ile başlıyoruz okumaya.(#143420100) Bu defa büyük annesinin hikayelerinden değil de bir tiyatro eserinden etkilenmiş olsa gerek Marquez. Alıntıyla bağdaşan bir içerik sunuyor bize kitapta. Öldükten sonra yapılmaması gereken bir cenaze töreni... Yapılmamalı, yapılması için çabalanıyor, sanırım yapılacak ama yapılmamış da olabilir... Yapılırsa Antigone'daki gibi bir taşa tutularak öldürme tehtidi gezinmiyor ortaklıkta ama tutulabilirler de.. Sonuçta.. Macondo burası! Aslında yarım saatlik kısacık bir süreyi işliyor ama bunu hem 3 ayrı insandan yaptığı için, hem de geçmişe dönerek biz okuyucuya bir şeyleri de açıkladığı için serüvenimiz biraz daha uzuyor. Marquez'in bu kitapta değindiği toplumsal değer ise, insanların 'kötülükleri ve kötü niyetleri' ne karşı bulunabileceğimiz durumlar olmuş diye düşünüyorum. Bu durumlar: 1 Macondo halkı gibi kinci ve kayıtsız olabiliriz, 2 Albay gibi iyi niyeti sömürülen bir ahmak olabiliriz, 3 (kuşkusuz, en doğru seçim) Isabel gibi, yalnız kültür ve ahlak gerekliliklerini karşılayan biri olabiliriz. Fazla baskın bir durum değildi bu eleştirisi, dedim ya, sanki Macondo'ya temel hazırlamak için yazmış gibi. Bu sebeple, biraz oldu bitti bir öyküydü bence. Dil ve anlatıma da değinecek olursak, en başta bahsettiğim gibi Marquez olamayacak kadar durağan bir anlatımı var. Kitabı okutan ne o zaman?, diye soracak olursanız, sadece merak. Yine neler olacağını söylüyor ve yine 'nasıl'ını merak ettiriyor bize Marquez. Her seferinde, tufaya nasıl düşüyorum, diye aklımdan geçmiyor değil. Kitabın sonunda ise yine belirsizliklerle bırakıyor bizleri Marquez, belki günün birinde tüm belirsizlikleri açıkladığı bir kitaba kavuşuruz, belki. İyi geceler ve esenlikler dilerim..
Yaprak Fırtınası
Yaprak FırtınasıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20193,554 okunma
·
397 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.