Gönderi

BU MERDİVENLERDEN
Çıkacaksın da iki büklüm ne olacak, Kan ter içinde Tünelbaşı'na. Bu ilan, bu celp, bunca mektup Bulur yerini nasıl olsa. Boşalır çantan akşama varmaz, Boşuna telaşın, boşuna! Nerde eski güler yüzü Galata' nın, Hani camda yolunu bekleyenler; Ah o, mektubun, mektup olduğu devir! Nerde bir ucundan tutuşmuş nameler Bir tutam saç, öpülmek için, Bir sigara, yâr elinden sarılmış, Ucu yanık. Nerde her kapıda bekleyen bahşiş, Her seferinde, ayak tozunu İpek mendille sildiğin günler! Yaş, otuz beş değil tam elli beş, Bir ayağın çukurda demek! Kesti iflahını bu Yüksekkaldırım; Zorlanma İlhami Efendiciğim, yazık! Sağ yanında çanta, sol yanında Bir çocuk kafası kadar fıtık! Bir düşün, ne demiş Haşim Amcan, Vermiş de tatarböreğini gövdeye, Ağır ağır çıkacaksın demiş, bu merdivenlerden, Böyle soluk soluğa değil! (Kaynak, 1954)
Sayfa 10 - "vermiş de tatarböreğini gövdeye"
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.