11 yaşında bir tarikat şeyhinin oğluyla evlendirilen korucu kızı Derdâ ile hapisteki bir gaspçının aynı yaştaki oğlu “mezarlık çocuğu” Derda’nın bir mezarlıkta kesişen hayatlarının, bu iki çocuğu kırk yıl boyunca her tür şiddetle yontup birbirlerine hazırlayışının, (bütün anlamlarıyla) Yazı’nın ve belkide Yazgı'nın bu iki çocuğu birleştirmesinin hikâyesi. AZ…Küçük bir kelime, büyük bir roman. Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi... Çocuk şiddeti, hayatın şiddeti, aşkın şiddeti, inancın şiddeti, hırsın şiddeti üzerine, A’dan Z’ye şiddet üzerine, dilin ve yazının şiddetiyle yazılmış bir roman olmasına rağmen, şimdiye kadar hayat dediğimiz bir yerlerde uyuyormuşum da şimdi uyanıyor gibi hissettim. Bu güne kadar kendimizi temiz olan şeylerle meşgul edip, hayatın hep masum yönüne tutunurken, kader motifini unutmuşluğumdan utandım. Çünkü ne Derdâ'nın ne de Derda'nın suçu değildi, böyle bir ortama doğmak, onlar seçmemişlerdi bu hayatı. Soran olsaydı eğer cevapları da hayır olurdu eminim. Bunca kötülüğü yaşamaktansa doğmamış olmayı yeğlerlerdi. Hakan Günday kalemini sevdim, yazım dili akıcı, açık açık yazması odaklandığım olay örgüsünde beni rahatsız etmedi. Yeraltı Edebiyatı sevenlere tavsiyemdir.

AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,6bin okunma

·

50 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mavi