Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsanların en sevinçli ya da en kızgın anlarında, şarkı söyler, dikiş diker, kumar oynar, balık tutar, demir döver, bisiklete binerken karınlarından birtakım sesler geliyordu. Ama bu işin farkında olan kimseler pek azdı. İnsanların çoğu bu gurultuların boğazdan geldiğini sanıyor, söylenenleri daha iyi anlayabilmek için kulaklarını boş yere karşılarındakilerin ağızlarına yaklaştırıyorlardı. Bir âşığın sevgilisine söylediği "Seni ölünceye kadar seveceğim" sözünde, bir personel müdürünün iş arayan birine verdiği "Siz adresinizi bize bırakın, biz ilk yer boşalmasında size yazarız" karşılığında, bir politikacının seçim söylevinde, bir futbol maçı seyircisinin oyunculara yuha çekmesinde, bir otobüs biletçisinin yolculara bağırmasında hep karnından kopan deyiş biçimleri seziliyordu. İnsanlar karınlarından konuşmakla hem düşüncelerini mantıklarının baskısı altında tutmak gibi bir rahatsızlıktan kendilerini sıyırmış oluyorlar, hem de dünyanın mantıkla yönetilebileceği üzerinde direnen felsefe bezirgânlarına kesin sonuçlu bir protesto çekmiş bulunuyorlardı. Karından düşünmek kişioğluna dünyanın bütün nimetlerini açıyor, yağmayan yağmurları yağdırıyor, geceleri gündüze çeviriyor, doğuşla ortaya çıkan yaratılış ayrımlılığını gidererek vurdumduymaz bir adamın, bilgili, görgülü kişilerle bir tutulmasını sağlıyordu.
Sayfa 14 - 15 / Sel YayıncılıkKitabı okudu
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.