Kitap temel olarak ana karakter olan Meursalt'ın hayata umursamaz bakış açısı, toplumdaki insanlarla arasındaki olayları anlamsız buluşu ve yaşamı süresince önemsemeye değer herhangi bir şey bulamayışını hikayesi diyebiliriz. Kitap meşhur ilk cümlesinden de anlaşılabileceği gibi karakterimiz Meursalt'ın annesinin ölmesiyle başlar. Her şeye büyük bir kayıtsızlıkla yaklaşan Meursalt annesinin ölümünü önemli bir olay görmüyor, annesinin gömülmesini beklerken tek bir göz yaşı dahi akmıyor. Annesinin gömülesinin ertesi günü denize gidip, sevgilisiyle sinemaya gidiyor. Ona göre annesinin ölümü hayatında hiçbir şeyi değiştirmemiştir. Hayatına olağan akışında devam eden Meursalt aynı apartmanda yaşadığı Raymond isimli adamla arkadaşlık kurar ve kitabın asıl olayı bu sayede gerçekleşmiş olur. Bir Arap'la arasında husumet olan Raymond, Meursalt ile birlikte kumsaldaki bir arkadaşını (Masson) evine gittiğinde karşılaşır. Raymond ve Masson, Arap ve yanındaki arkadaşıyla kavga ederken Meursalt yine umursamaz bir şekilde kavgayı izler. Kavgadan sonra kulübeye dönmelerinin ardından Meursalt tekrar kumsalda yürüyüşe çıkar. Bir süre sonra Arap ile karşılaşır ve tepki vermeden kayıtsızlıkla Arap’ı izlemeye başlar. Daha sonra Arap'ın cebinden çıkardığı bıçağın yansıması Meursalt'un daha öncesinde Raymond’ tan aldığı silahla Arap’a 5 el ateş etmesine neden olur. Tutuklandıktan sonra birçok kez girdiği sorgularda olayları hissettiği gibi aynı umursamazlıkla anlatması savcının çok ilgisini çeker. Hapiste olması veya alacağı cezayı bile umursamaya Meursalt’ın günleri düşüncelerle gelip geçer. Duruşma günlerinde birçok kişi şahitlik yapar. Dinlenilen şehitler arasında savcının dikkatini Meursalt’ın annesinin cenazesinde ağlamamalı ve umursamaz tavırları dikkatini çeker. Bu konunun üzerine fazlaca giden savcı “bu adamı, bir anneyi bir katılın merhametsiz kalbiyle gömmüş olmakla suçluyorum" sözleriyle düşüncelerini ifade eder. Duruşmalar sonucunda Meursalt’ın idamına karar verilir. Dava süresi boyunca tek bir şeyi umursar gibi olacakken bunun üzerine kafa yormasının bir şey değiştirmeyeceğini düşünerek bundan vazgeçer ve idamını itiraz bile etmeden büyük bir kayıtsızlıkla bekler. Kitapta benim dikkatimi çeken unsurlardan biri de bütün karakterlerin isimleri varken öldürülen kişinin sadece Arap olarak anılmasıdır. Kitap birçok şekilde yorumlanabilir. Acaba bu kitaptaki “Yabancı” kendini toplumdan soyutlayan karakterimiz mi? Öldürdüğü ismi olmayan Arap mı? Yoksa bir insanın kendine ve hayata yabancılaşması mıdır? Bu sorunun cevabı her okur için değişebilir. 1 yıldan uzun zaman önce okuduğum kitaba kendi kendime yazdığım incelemeyi sizinle paylaştım okurken keyif almanız dileğiyle...

YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020112,8bin okunma

·

51 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seda Ayaz