Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
"Dört ayak iyi, iki ayak kötü" diyerek kitabın ana fikrini belirtiyordu George Orwell. Kitabın yayınlanması ile tepkiler, sansürleme çalışmaları art arda gelmeye başlamış, Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde "başkaldırı" temalı paragraflar, diyaloglar ya sansürleniyor ya da cümleler değiştirilerek satışa sunuluyordu. Politik ve solcu kimliği ile tanınan yazar, bazı kesimleri bu eseri ile kızdırmış lakin buna rağmen okunmaktan vazgeçilmemiştir. Öyle ki kitap satış mecralarının, sahafçıların, kitapçıların "Yazıyor Yazıyor. Hayvanlar baş kaldırıyor" diye slogan atmadıkları, bağırıp alıcı bulmadıkları noksan kalmıştı. Gündeme bu denli oturan ki popülerliğini hala koruyan bu baş yapıtı ,benim nezdimde, incelemeye geçebilirim. İncelemenin en başında belirttiğim "iki ayaklılar kötüdür" kelimesinin derinliği sanıyorum ki aşikar. Fabl türündeki bir eser ile insanların buna benzer onlarca satır ile yerden yere vurulması kitaptaki muazzam tenkitlerden sadece birkaçı. Kitabın fabl türünde yazılmasının yanı sıra fabla hicivin de dahil edilmesi eserin kalitesini ortaya koyuyor nitelikte. Fabl üzerinden insanların , toplumların iktidar olma mücadelesini, bu uğurda ayakları altına alacakları her şeyi, politikanın kara yüzünü, insanlar en iyi olma yolunda ilerlerken birbirlerine bile acımayacakları , özgürlüğün yemeden içmeden ibaret sayılacağı vb .mevzuları müthiş bir şekilde kağıda dökmüş Orwell. Özgürlüğün önemi " özgürlüklerini savunmayanların ödedikleri bedel ağırdır" diyerek dile getirilmiş lakin bundan evvel "kimsenin düşüncelerini söylemeye cesaret edemediği bir devir gelmişti" denilerek hem geçmişe hem de günümüze muazzam bir atıfta bulunma gereği duymuştu sevgili yazar. Kitapta bahsi geçen yoğunluklu konu "özgürlük". Kitapta bu denli fazla telaffuz edilmesi eksikliğinin çekilmesinden kaynaklı olabilmek ile birlikte şu cümle ile çok güzel bir şekilde izah ediliyor. " Onca umudun onca emeğin karşılığı bu olmamalıydı" İnsanlar için belki de artık önlerinde bulabilecekleri iki lokma ekmek bir bardak su onlar için özgürlük demek değildir. Onlar için özgürlük zihinlerin esaretinden kurtulmak olmuş olabilirdi.Sanıyorum ki "Bir yerlerde daha iyi bir dünyanın bulunması doğru olmaz mıydı? sorusu bile özgürlüğe olan ihtiyacın delaleti. Özgürlük konusu ağırlıklı olsa da yazarın insanların dini kendi çıkarlarına göre düzenlemesini, kullanmasını bir o kadar eleştirdiği noktalar, insanlık olarak din kavramının içinin ne denli boşlatıldığını görmemize yardımcı oldu. Hayvanların başkaldırıdan sonra kendilerine göre yedi emir / kural belirlemeleri bizim din olgusunu kendi menfaatleremiz için nasıl değiştirdiğimize çok benziyor. Kitabın belki de başkaldırı adı altında eleştirdiği, gönderme yaptığı en mühim konu Stalin Dönemi idi. Ki zannımca tenkit ettiği dönem de tam yerindeydi. İnsanları elbette her açıdan eleştiri yağmuruna tutan bir Orwell vardı ama şu cümle sanıyorum ki bizim basitliğimizi gözler önüne seriyor nitelikteydi. " Hiçbir hayvan bir diğerine efendim demiyordu. Bütün hayvanlar eşitti." Peki niçin bütün insanlar eşit değildi daha doğrusu olamadı ? Bizler eşitlik , saygı, insanlık gibi kavramları acaba unvanlara ,mevki ve makamlara göre mi değerlendirmeye tabi tutuyoruz? Bunun gibi onlarca soru sorulabilir lakin alacağımız cevap hayır ise kendimiz ile yüzleşmeye korkuyoruz demektir. Kitabın yansıtıcı gücünü hafife almak hata olur... Kitabın karakterlerinden biri olan Koca Reis’in görmüş olduğu bir rüyada insanların olmayışını arkadaşlarına anlatması belki de kendimizi sorgulamamıza yardım edecektir. İnsanların olmadığı bir dünyanın sorunsuz olacağını, hayvanların özgür olacağını büyük bir iştah ile dile getiren hayvanlar kitabın her sayfasında bunu avaz avaz da bağırıyorlardı. Gerçekten onların tek bir düşmanı vardı ve o biz miydik? Sanırım yanıtı çok mu çok mühim. Teşekkürler George Orwell...
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020248,9bin okunma
··
219 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.