Gönderi

Zen ustalarının en büyüklerinden biri olan Lin Chi şöyle der: “Gençken tekneler beni büyürlerdi. Küçük bir kayığım vardı ve yalnız başıma göle açılırdım. Saatlerce orada kalırdım. Bir seferinde, güzel bir gecede, gözlerimi kapamış kayığımda meditasyon yapıyordum. Akıntı aşağı boş bir kayık geldi ve benimkine çarptı. Gözlerim kapalıydı, bu yüzden şöyle düşündüm: ‘Biri kayığıyla geldi ve kayığıma çarptı.’ İçimde öfke sesi yükseldi. Gözlerimi açtım ve öfke içinde adama bir şey söyleyecekken kayığın boş olduğunu fark ettim. O zaman hakaret edecek yön kalmadı. Öfkemi kime ifade edecektim? Kayık boştu. Yalnızca aşağı yüzüyordu ve gelip benim kayığıma çarpmıştı. Bu yüzden yapacak hiçbir şey yoktu. Öfkemi boş bir kayığa yansıtamadım.” Ve Lin Chi devam eder: “Gözlerimi kapattım. Öfke oradaydı ama çıkış yolu bulamadığımdan gözlerimi kapattım ve öfkeye doğru geri geri yüzdüm. Ve o boş kayık benim fark edişim oldu. O sessiz gece, içimde bir noktaya geldim. O boş kayık benim ustamdı. Ve artık biri gelip bana hakaret ettiğinde gülüyorum ve diyorum ki: ‘Bu kayık da boş.’ Gözlerimi kapatıyorum ve içeriye gidiyorum.”
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.