Gönderi

"Bir gün okulda Greta’nın sınıfı okyanuslarda ne kadar çöp olduğuyla ilgili bir film seyretti. Meksika'dan daha büyük bir plastik adası vardı ve Güney Pasifik'te dolanıyordu. Greta film boyunca ağladı. Belli ki sınıf arkadaşları da etkilenmişti. Dersin sonunda öğretmen pazartesi günü onun yerine başka bir öğretmenin geleceğini, çünkü hafta sonu Connecticut'ta, New York'un biraz dışında bir yerde bir düğüne gideceğini söyledi. "Vay, ne kadar şanslısınız," dedi öğrenciler. Koridora çıkıldığında Şili kıyılarındaki plastik adası unutulmuştu. Kürklü montların ceplerinden yeni iPhone'lar çıkarılmıştı ve daha önce New York'a gitmiş olanlar ne kadar muhteşem bir yer olduğundan, tüm o mağazalardan, aslında Barcelona’nın da alışveriş için çok iyi olduğundan, Tayland'da her şeyin çok ucuz olduğundan ve içlerinden birinin Paskalya tatilinde annesiyle Vietnam'a gideceğinden bahsediyorlardı. Greta bunları ve biraz önce izlediklerini yan yana koyamıyordu. Taşlar yerine oturmuyordu ve kendini bitmek bilmeyen bir yalnızlık ve umutsuzluk içinde hissediyordu. O da herkes gibi bunları sınıfta bırakabilirdi. Ama bunu yapamıyordu. Hiçbir zaman da yapamadı."
Sayfa 37 - KronikKitabı okudu
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.