Gönderi

712 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Alacakaranlık serisi kimileri tarafından sevilen kimileri tarafından da yerden yere vurulan bir kitap serisi. Fakat hangi gruba dahil olunursa olunsun çok ünlü bir seri olduğunu kabul etmek gerek. Sevip sevmemek bence zamanında okumuş olmakla doğru orantılı. Zamanında okuyanlar çok severek seriyi popüler hale getirince olumsuz yorumlar da haliyle artıyor çünkü beklenti artıyor. Ben lise zamanlarımda okudum. Seven kesimdeyim. Ve hala seviyorum. Ne zaman moralim bozuk olsa bir filmini açar izlerim. Bana o yıllarımı hatırlatır. O hislerimi hatırlatır. O yüzden beşinci kitap çıkınca ve Edward'ın ağzından olunca kitabı okumak için sabırsızlandım. Acaba hala aynı hissedecek miyim diye? Hayır aynı hissetmiyorum. Fakat seriyi sevip sevmeme konusunda değil. Olayların algılanışı olarak. Bazı şeyler hala aynı olsa bile Edward'ın bakış açısı bana bambaşka geldi. Diğer karakterler de aynı şekilde. Bella'nın gözünden olayları değerlendirmek kolaydı ama şu an Bella'nın yaptığı çoğu şey aptalca geliyor. Edward'ın aslında havalıdan ziyade ne kadar perişan bir karakteri olduğunu görüyoruz. Cidden bu benim için oldukça ilginç bir okuma deneyimiydi. Birinci kitaba dönmemek için kendimi zor tutuyorum. Çünkü filmler hiçbir zaman kitabın yerine geçmiyor. Bence döneminin efsanesiydi. Şu an klişe olsa da çıktığı yıllar kesinlikle öyle hissettirmiyordu. Korku edebiyatından ziyade aşk romanı olduğu için vampir olayı çok göz korkutucu değildi elbette. Fakat bu kitapta Bella'nın anlatmıyor olması vampir olayını daha gerçekçi kılmış. Dili konusuna gelecek olursak bu tarz macera, aşk kitaplarında edebi hazdan ziyade görsel haz ön plandadır. Okuyucunun olayları net bir şekilde gözünde canlandırması gerekir ki kitabın akıcılığı zedelenmesin ve o durumu okuyucu hissetsin. Bence bunu başarıyor. Okuduğuma mutluyum. Keyifli okumalar.
Gece Yarısı Güneşi
Gece Yarısı GüneşiStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 20202,136 okunma
·
158 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.