Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

113 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Anneannesinin Ermeni kökenli olduğunu oldukça ileri bir yaşında öğreniyor Fethiye Çetin, ve tabii ki çok şaşırıyor. Düşünsenize, aile içinde hiç konuşulmayan bir sır var, ve ölümünün yaklaştığını hisseden anneannesi tarafından, bir ümit belki akrabalarını bulabilir düşüncesi ile, birinci ağızdan torununa aktarılıyor. Heranuş ya da diğer adıyla Seher, 1915 olayları sırasında yakınları öldürülen, annesi ve kardeşlerinden ayrı düşen ve Türkler tarafından alınıp yetiştirilen çocuklardan biri… Fethiye Çetin anneannesinin acıklı hikayesi ile birlikte tanımadığı Ermeni kökenli akrabalarının da peşine düşüyor ve soruyor: “Bu insanlar içimizde yaşamalarına rağmen hikayelerini neden kaybettiler? Neden susmayı tercih ettiler?” Hristiyan bir Ermeni iken Müslüman bir Türk olarak devşirilmiş anneannesi, bundan bir gün bile şikayet etmemiş. Yeni dili, yeni dini, yeni ailesi ile bambaşka bir hayat içinde var olmaya, mutlu olmaya çabalamış. Savaştan sonra haber almayı başardığı, ancak sonra yine izini kaybettiği kardeşi ve babasından kalan bilgi kırıntıları ile, ömrünün son günlerinde torununa başvurmuş Heranuş. Bu acı sırrının yükünü daha fazla taşıyamamış; bir ümit, onca yıl ayrı düştüğü ailesinden bir haber almak istemiş belki de… Paramparça olan aileler, birbirini kaybeden anne-baba-çocuklar; acı, acı, acı… Akrabalarını kaybetmenin acısı, varını yoğunu kaybetmenin acısı, aşağılanmanın acısı, çaresizliğin acısı ve en çok da o evlat acısı! Heranuş’un, bir şekilde tekrar bir araya gelmeyi başarmış ve Amerika’ya yerleşmiş anne-babası yeni bir hayata nasıl başlamışlar, anlamaya çalışıyor insan. Geride kalan evlatlarından bir haber alabilmek için aylarca Suriye’de kalıp, yoksulluk içinde, tüm biriktirebildiklerini teslim ettikleri kaçakçılardan haber bekliyorlar örneğin. Yıllar geçmiş, buldukları artık kaybettikleri evlatları değil. Birbirini vücutlarındaki doğum lekelerine, izlere bakarak tanımaya çalışan bu insanlar nasıl bir acının içine gömülmüşler… İnsan yürekten hissediyor… Kitabı okurken lisede yaptığım projeyi hatırlıyorum; öğretmenimin isteği ile “Ermeni olayları” konulu bir rapor hazırlamıştım. Öğretmenimin verdiği listedeki kitapları kütüphaneden alıp hatmedercesine okumuş, Ermenilerin Doğu’da yaptıkları zulümler nedeniyle sürüldüklerini bizzat Kazım Karabekir ağzından öğrenmiştim; durur muyum? Coşkulu bir sunumla Doğu’da yaptıkları eziyet nedeniyle bu uzun yürüyüşü hakettiklerini, Ermeni lobisinin olayları çarpıttığını, Asala terör örgütünün tek amacının bizden toprak almak olduğunu, maalesef ölen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar olduğunu, ancak esas sorumlunun yine Ermeniler olduğunu yürekten inanarak anlattım. Olayların tarihlerindeki çelişkiyi farketmiş, ancak öğretmenimin önerisi ile gözardı etmiştim -“önemli olan olayların tarihleri değil, içeriği, boşver” demişti-. Birkaç yıl sonra Amerika’da Egemen Bağış’ın Türk-Amerikan İşbirliği Federasyonu Başkanı olarak Ermeni lobisine karşı paylaştığı bildirileri ve Ermeni tezlerinin haksızlığını anlatan mesajlarını ilgi ile takip ettim. Olayların akışının anlatılandan farklı olduğunu, hikayenin iki tarafın lobicileri tarafından inanılmaz çarpıtıldığını anlamaya başladığım dönem, bundan da birkaç yıl sonrasıdır. Okudukça, araştırdıkça, bize anlatılanlardan farklı bir tarih olduğunu fark etmeye başladım. Artık epey tecrübeliyim hayat konusunda; önüme sürülen her konuya araştırmadan inanmamayı geç de olsa öğrendim. Erk sahiplerinin yüksek sesle bağırması artık bana coşkulu gelmiyor; tersine, saklanmak istenenler arttıkça sesin daha da yükseldiğini biliyorum. Ve acı karşısında üzüntü duymanın insanlığın, hata sebebiyle özür dilemenin de hakkın gereği olduğunun farkındayım.
Anneannem
AnneannemFethiye Çetin · Metis Yayınları · 2004363 okunma
·
978 görüntüleme
fiLiz okurunun profil resmi
Merhaba Bir anlatı biliyorum, duydum ,yaşadım gördüm diyelim, paylaşmak istedim. 1915 olayları sırasında Türk ve Ermenilerin yıllarca birlikte yaşadıkları köye (Van çevresinde bir yer ) Ermeni çetesi baskın yapıyor.Köyde malum şeyler yaşanıyor ve evin birinde altı yedi yaşlarındaki Türk bir erkek çocuğu bir başına samanlıkta bulunuyor.Bulan kişi aynı mahallede yaşayan yaşlı bir Ermeni.Ailesiz kalan çocuğu alıp oradan uzaklaştırmak ve yine doğuda başka bir köyde yaşayan akrabalarının yanına götürüyor.Onlar da çocukları olmayan bir Kürt aileye evlatlık veriyorlar. Çocuk büyüyor evlenme çağı geliyor. Kürt ailenin bir akrabasının kızıyla evlendiriliyor.Bir erkek çocuk sahibi olan Mehmet sürekli hatırladıklarını,yurdunu, ailesini oğluna torunlarına anlatmalara doyamıyor ve özlemleriyle hayatını kaybediyor.1975 li yillardan sonra artık yetişkin bir adam olan oğlu Ahmet karısıyla ve iki genç oğluyla babasının anlattığı yerlere gidip iz sürmeye başlıyor bulduğu iz onu önce Van' daki akrabalarına sonra İran'a götürüyor. Sınır çizgisinin öteki tarafında kalmış köyün bir kısmının babasının akrabaları olduğunu, götürülen çocuğu bir zamanlar büyüklerinin aradığını ama çoğu tanığın hayatını kaybetmesi nedeniyle bir şey bulmadıklarını anlatıyorlar. İnsanoğlu birbirine acı çektirmeyi çok iyi beceriyor!Nice masum bundan payını almış .Ermeni bir anneanne , Türk bir dede hiç farkları yok.Onu evlat edinip sahip çıkan kürt aile işin içine girmiş.O olaylarda her türlü olumsuzluklarıyla başrol oynayan milliyetler bir bakmışsın mağdur olmuş ,koruyucu olmuş.
1 önceki yanıtı göster
AkilliBidik okurunun profil resmi
Acı hikayeler... Bu kadim topraklarda bir arada yaşamayı başaramamak maalesef hep büyük acılar getiriyor. Oturduğu yerden çeşitli sebeplerle ahkam kesenler sebep oluyorlar, ya da alkış tutuyorlar yıkıma... Acıyı ise sadece çeken anlıyor...
1 sonraki yanıtı göster
HAKAN TOPAK okurunun profil resmi
Ben de son 4 aydır Ermeniler hakkında okumaya ve dinlemeye başladım. Çok fazla tutatsızlıklar olduğunu anladıkça şaşırıyor ve uzülüyorum.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Evet, bence hepimizin tecrübesi aynı. Resmi ve tek taraflı devlet söylemlerinden uzaklaşıp bireylerin neler yaşadığını anlamaya başlayınca nihayet insani bağ kurmaya başlıyor ve üzülüyoruz. Umarım bu, daha iyi bir geleceğe yönelik kazanım olur, hepimiz için...
1 sonraki yanıtı göster
Rîndkeş okurunun profil resmi
👍👍🌸🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.