Spoiler var!SPOİLER!!!
İncelemelerimi yazarken, genellikle spoilerleri sevmem ve spoilere yer vermem. Çünkü okumadığım kitaptan tek bir spoiler karşıma çıkarsa, ben o kitabı asla okuyamam. Bu yüzden kimseye de bunu yapamam. Ama bu gün incelememde rahat rahat duygularımı anlatmak için maalesef, spoiler vereceğim.
Gelelim kitabımıza!
İlk başta kitap bana sıkıcı gelmedi değil. Ta ki, Raif efendi'nin gözündeki o son damla yaş akana kadar. Bana birini andırdı. Sevdiğin birinin gözündeki son damla yaşı silmek...Bu bir ömre bedel anıdır. Ve o an kitap beni bi aldı içine. Ah Raif efendi ah....
Günlüğünün daha ilk satırlarından benden bir şeyler buldum. Herhalde bu uygulamada, bu kitaptan en çok alıntı yapanlardan biri benimdir.
Ve gelelim Maria Puder'e.
Maria.. Özgürlüğüne aşık, ama özgürlüğünde bile tutsak olan Maria. Seni o kadar iyi anladım ki. Ne istediğini, ne aradığını..
Hep sorarım, ama hiç o cevabı alamam.
"Dokunmadan sevmek mümkün mü?" Ama öyle uzaktan sevmek değil haa.. Yanıbaşında. Bir adımlığında ama, dokunmaya kıyamazsın. Var mıdır böyle seven? İşte sen bunu aradın Maria. Ama maalesef, kimse o soruya cevap veremedi.
Bir arkadaşım bana demişti ki, sen her kitabı okuduğunda; "Bu, benim" diyorsun. Evet, ben her kitaptan bir "ben" buluyorum. Ve yine buldum o "ben"i. Maria! Benim ruhum sen, cismim Raif efendi.
Saatlerce anlatsam, bitmeyecek duygularım.
Suçlu ararsak, yok ki. Aşkta suçlu taraf yoktur. Çünkü aşk olmazları sever. Aşıklarsa, acıları.
Ben şimdiye kadar seni neden okumadım? Kim ne derse, desin. Kitap tam bir aşk romanı ve hakkı verilerek okunmalı. Belki de yarım bırakanlar, aşkı tam tanımayanlardır. Kim bilir....