Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
‘Hepimiz biliyoruz ki, eğitimin sisteminin amacı insanı eğitmektir’ (s. 164) peki bizler bu amaca yönelik ne kadar hareket ediyoruz, yeterince önemsiyor muyuz hatta sorulması gereken ilk soru: Biz eğitimin amacının insanı eğitmek olduğunun farkında mıyız? Bu amaca ulaşmanın ilk adımı ben niçin öğretmen olduğumun ve hedefimin farkındayım fikrine sahip öğretmenlerin eğitime hizmet etmesiyle mümkündür buradan hareketle bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin öncelikle eğitim sisteminin iyi olmasıyla mümkündür sistemin de iyi olması gerçek anlamda öğretmenlik yapanlarla mümkün olacağını söylemek yerinde olacaktır. Genelde mevki, makamın ön planda tutulduğu eğitim sistemlerinde öğretmenin değeri yoktur o, sistemin koymuş olduğu kalıplamalara hizmet için vardır en azından o gözle bakılır böyle olduğu zaman da öğretmenin gücünün farkına varılmayacak ve öğrencisinin de sadece sosyal kimlik olarak var olduğu bir okul ortamı olacağından geleceğimizin umut ışığı olan çocuklar hak ettikleri, alması gerektiği eğitimi alamayacak bu da tahmin edeceğimiz gibi ülkenin gelişmişlik düzeyinin beklenenin altında kalmasıyla sonuçlanacaktır. Kitap, öğretmenin var olan gücünün farkına varılmasının ne kadar önemli olduğunu, bir öğretmenin gücünün toplumu her yönüyle nasıl etkileyebileceğini, öğretmenin en ufak bir dokunuşuyla öğrencinin gelecek inşasının temelinin atıldığını, en ufak bir gülüşü, dokunuşu, güzel bir sözüyle öğrencinin geleceğine-hayallerine nasıl yön verdiğini yaşanmış olumlu/olumsuz örneklerle bizlere sunmaktadır. Biz bu örnekleri okuduğumuzda yeri gelince öfkelenip o sınıftaki öğretmenin karşısına dikilip siz bir toplumun geleceğini inşa etmenin temellerini atıyorsunuz, kutsal olan mesleğinizin gerektirdiği gibi karşınızdakine öncelikle insan olarak bakmalısınız çünkü eğitmek öncelikle budur, suratınızı asarak, öğrencileri korkutarak denetim kurarak, susturarak, söz hakkı vermeyerek, düşüncelerini önemsemeyerek, değer vermeyerek, dinlemeyerek, anlamayarak, küçük düşürerek, şiddet uygulayarak (çoğu kez psikolojik olmakla beraber), sınıfa girdiğiniz andan itibaren öğrenciler sizinle göz göze gelmemek için sıralarında küçüldükçe küçülerek gibi davranışlarla iyi bir öğretmen olduğunuzu onlara bir şey öğrettiğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz demek geliyor içimizden. Yeri gelince öğrencisine öncelikle insan olarak bakan bir öğretmenin öğrencisini mutlu etmesiyle mutlu olup, gülümseyip(kitabı okurken böyle bir öğretmeninin hikayesine denk geldiğim zaman kendi kendime Allah senden razı olsun öğretmenim, sizin gibi öğretmenler iyi ki var ve hep olsunlar inşallah, derin bir nefes alıp oh be deyip içimin rahatladığını, her şeye rağmen bir umut ışığı olduğunu hissettim ve sık sık içime de huzur veren bir gülümseme gördüm yüzümde), o öğretmene sempati duydum, hayran kaldım, belki de kıskandım çünkü ya böyle bir öğretmen olamazsam şüphesi belirdi bazen, gelecekte inşallah öğretmenliğimi insan öğrencilerimle yıllarca, dolu dolu, harika anılarla, gücümün farkında olup öğrencilerimin hayatlarına güzel dokunuşlar yaparak, sınıfa girdiğim anda yüzlerindeki o tebessüm olup, kendilerini yanımda rahat hissettikleri, korkmadıkları, huzur doldukları, özgür hissettikleri, iyi ki bizim öğretmenimizsin dedikleri bir şekilde yapabilmek için dua ettim çünkü bu hayatımdaki en büyük anlam olacak benim için ve bu kitap sayesinde artık bunun farkındayım ve sloganım da ‘öğrencinin kendini sınıfta ne kadar var hissettiğini bilmek önemlidir’ (s. 166) olacak çünkü; ‘insanın kendi yaşamında kendisi olarak var olmasına izin veren ortamlarda insan şevklidir, izin vermeyen ortamlarda ise şevksizdir’ (s. 168) ve artık öğretmenler başta olmak üzere toplum olarak bunun bilincinde olmalıyız..
Öğretmenim Bir Bakar mısın?
Öğretmenim Bir Bakar mısın?Doğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20185,9bin okunma
··
552 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.