Uzun süredir ara verdiğim okuma hayatıma, Stefan Zweig'ın severek okuduğum bu eseri ile dönmüş bulunuyorum. Diğer öykülerine oranla bu öykülerini daha çok sevdim, daha samimi geldi. Kitabın adı da samimi geldiği için almıştım ve iyi ki almışım.
Kitap üç öyküden oluşuyor, ilk ikisi novella yani "yeni" anlamına gelen, ilk olarak Boccaccio'nun "Decameron" hikâyelerinde geçen bir türden oluşmaktadır. Bu iki novellada kitaba ve sanata bağımlılığını saplantı hâline getirmiş insanları görüyoruz. Bu hikâyelerin arka planında 1. Dünya Savaşı'nın getirmiş olduğu yoksulluk ve hayat şartları işlenmiş. Sonuncu bölüm ise kısa hikâyedir ve hatta başlığın altına düşülen nottan anladığımız üzere yaşanmış bir hikâyedir. Birbirinden güzel bu üç hikâyeyi okurken hiç sıkılmayacaksınız.