Temelinde baba-çocuk ilişkisinin olduğu 6 öykü. Hepsinde de babaya-çocuğa özlem duyguları yüklü. Yekta Kopan'ın babasıyla olan ilişkisi ne kadar köklü bilemiyorum ancak tüm kitaplarında bu temayı kullanıyor. Ölüm-baba-buhran üçlemesi üzerine kurguluyor tüm hikayeleri. Kötü mü? Hiç değil. Öykülerin hiçbiri birbirine benzemiyor. Şahsına münhasır yazımlar var. Ben beğendim. Hikayeler güzeldi. Özellikle Portobello 22 ve Battaniye hikayeleri ayrıca güzeldi.
Sarmaşık - Evinin yakınlarında kedisini, terkedilmiş bir binada ararken ölmüş babasıyla karşılaşan adamın hesaplaşması.
Portobello 22 - Babasının yazarlar ve şehirler karşılaştırma hobisini, babası öldükten sonra görev edinip yurtdışında gerçekleştirmek isterken, tanıştığı kıza aşık olan adamın hesaplaşması.
Kırmızı - Eşi bulunmaz tablo koleksiyoncusu bir adamın hikayesini dinlemek için yola çıkan karakterin, bunu yapmak için birlikte gittiği kadına karşı duygularını anlama hesaplaşması.
Battaniye - Kızının büyümüş hali ile bir rakı masasında hesaplaşan adamın hikayesi.
Kertenkele - Karısından ayrıldıktan sonra değişen hayatına alışmaya çalışan adamın hikayesi.
İyi Uykular - Ölen babanın ardından yazılan mektup.
Kitap için eleştirebileceğim bir nokta ise, Can Yayınlarının kapağı çok kötü.. Kahraman Tazeoğlu kitabı kapağı gibi olmuş. Daha sanatsal, daha dokunaklı bir kapak ve renk seçilebilirdi.