Osman Balcıgil'in kaleminden 1950 yıllarının İstanbuluna gidiyor ve sonuna gelene kadar mutlu güzel anılar biriktiren insanların yaşamlarına ortak oluyorsunuz. Bu mutluluk, arka fonda Kıbrıs meselesinin işlendiği olayların beklenmedik bir şekilde cereyab etmesi sonucu, 1955 eylülünde son buluyor. Suzan ve Yorgo'nun temiz ve samimi duygularla ördükleri sevgi çemberi dağılıyor. Lena'nın hayalleri yarım kalıyor mu ama yaşanılan travma gerçekten çok acı. Bir sabah uyandığınızda herşey artık başka her şey yitip gitmiş bulmak ister misiniz cevabı ile yüzleştiren bir kitap. Azınlık psikolojisi, geçmişin yaraları, tarihin tozlu sayfaları saklı kalmış gerçekler, masumların suölandığı suçluların ajlandığı gerçekleri düşündürücü ve acı verici.